Tuğba Çakıroğlu - ÖZEL HABER

İsrail apartheid rejminin Gazze’de gerçekleştirdiği soykırım saldırıları, korkunç br insani kriz tetikledi. Yaklaşık 40 bin kişiyi katleden işgalci İsral, altyapıyı yok etti, insani yardım malzemelerinin girişini engelledi. Kadın ve çocuklar hayatını kaybedenlerin yüzde 70’ini oluştururken tüm saldırılara rağmen yaşama tutunan yaklaşık bir milyon kadın beş ila yedi kez yerinden edildi. Tüm bu zorluklara rağmen Gazze’yi ayakta tutan, çocuklarını koruyan anneler Ümmü Seleme ve Ümmü Muaz bölgede yaşadıkları içler acısı hali Aslında’ya anlattı.

Dr. Güney çalışmalarını anlattı

Birleşmiş Milletlere göre, Gazze’de 150 binden fazla hamile kadın, ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya. Hamile kadınlar açlık, kısıtlı sağlık erişimi ve bulaşıcı hastalıkların arttığı bölgelerde doğum yapmak zorunda kalıyor. Kadın Sağlıkçılar Eğitim ve Dayanışma Vakfı (KASAV) üyesi Jinekolog Buhara Güney ise Gazze’deki çalışmalarını gazetemize aktardı. 

Buhara Güney

“Kıyametin kopmasını diliyoruz”

Ümmü Seleme, “Dört çocuğumla defalarca yer değiştirdim. Eşim esir, ailemden çok sayıda şehit var. Evimiz yıkıldı ve ben çocuklarımla 10’dan fazla yer değiştirdim. Küçük oğlum içtğmz sulardan hastalandı, ateşlendi ve onu hastaneye yatırmak zorunda kaldık. Yatırdığımız hastane vurulacak diye çok korktum. Birkaç gece oğlumla hastanede kaldık. Doktorlar herkese yetişmeye çalışıyor ama ilaç yok, malzeme yok. İnsanlar canlı canlı ameliyat olacak neredeyse. Yaralanınca ve hastalanınca müdahale edebilecek hastane sayısı çok azaldı. Kuzeyde de hayat çok zor güneyde de. Artık Gazze’de güvenli hiçbir şey yok. Kıyametin kopmasını diliyoruz, çok yorulduk.” ifadelerini kullandı.

Ekran Görüntüsü 2024 07 28 015214

“Tuvalet ve banyo hayal oldu”

Ümmü Muaz, “Refah vurulunca güneye Mevas bölgesine geldik. Bize bu bölgenin güvenli bölge olduğunu söylediler ama burada çadır kentler defalarca vuruldu. Çocuklarım benden önce ölecek diye çok korkuyorum onların vefatına hazır değilim. Sürekli vedalaşıyoruz olur da an bir bombardıman olur diye bu dünyadaki tek hakkımızı ölmeden vedalaşma hakkımızı kullanıyoruz. Eşimle vedalaşamamıştım… Yemek bulmak çok zor konserveden başka yemek bulunmuyor artık o da çok zor bulunuyor. Tuvalet ve banyo bizim için hayal oldu. Tüm bunlara tüm ümmet adına sabredyoruz çok yorulduk ama inşallah cennette herşeyi unutacağız.” dedi.

KASAV Gazze için ne yaptı?

KASAV’ın bugüne dek Gazze için yaptıklarını anlatan Dr. Buhara Güney, “Gazze için 30’dan fazla kadın sivil toplum kuruluşu ile bir araya gelerek bir platform oluşturduk ve yardım çalışmaları başlattık. 2000’li yılların başından beri Gazze’de sağlık alanında gönüllü olan Yeryüzü Doktorları ile koordineli ilerliyoruz. Öncelikle 7 Ekim’den sonra hızlıca harekete geçtik ve iki adet Gazze yaşam tırlarını Kahire’de hazırlayıp Refah Sınır Kapısı’ndan geçirdik. İkinci olarak açlığın aylar geçtikçe kritik noktaya geldiği Gazze’de günlük bin kişilik sıcak yemek dağıtımı için kampanya başlattık. Üçüncü kampanyamızda Gazze’de ki sağlık sistemini düzelte bilmek için doktor ve sağlık çalışanlarına maaş yardımı, Şifa Hastanesi’nin yeniden imar ve inşası, ilaç ve tıbbi malzeme temini olmak üzere kapsamlı yol haritası oluşturduk.” ifadelerini kullandı. 

Fotoğraf (8)

Geleceğin teknolojisi otonom uçaklar: Türkiye bu teknolojinin neresinde? Geleceğin teknolojisi otonom uçaklar: Türkiye bu teknolojinin neresinde?

Çocuk felci riski artıyor

Doktor Buhara Güney, bombardımanlar sonucu altyapının çöktüğü ve ciddi hijyen sorunlarının yaşandığı Gazze’de sağlık problemlerinin yaygınlaşmaya başladığını belirtti. Çocuk felcinin artış gösterdiğini vurgulayan Güney, günden güne durumların kötüleştiği bölgede kısıtlı ve kirli su kaynakları, biriken çöpler, yıkımlar ve hijyen malzemelerine uygulanan abluka nedeniyle başta kadın ve çocukların çok zor durum da yaşamlarını sürdürdüğünü söyledi.

En büyük sıkıntıyı hamileler yaşıyor

Buhara Güney, bir kadın doktoru ve kadınlardan oluşan bir vakfın üyesi olarak özellikle Gazzeli kadınların sorunlarına değindi. “En büyük sıkıntıyı savaşın ortasında kalan hamileler ve yeni anne olan kadınlar yaşıyor.” diyen Güney, temel hijyen koşullarının eksikliği nedeniyle ciddi iltihap sorunları yaşandığını vurguladı. Hamile kadınlardan 52 bininin temel sağlık hizmetine ulaşamayıp hava saldırılarından kaçmaya çalışırken düşük tehlikesi yaşadığına dikkat çekti.

Kadınlar için hijyen kiti önemli

Gazze’de günde ortalama 180 doğum olduğunu, bunlardan bazılarının yetersiz anestezi koşullarında sezaryen olarak gerçekleştiğini belirtti. Güney, savaş koşullarında sağlık imkanlarının gittikçe kötü olması nedeniyle kadınların fiziksel döngülerinin hassasiyet açısından özellikle hijyen kitlerinin önemine vurgu yaptı.

Bebeklerde gelişimsel bozukluklar

Doktor Güney, Gazze’de sağlık tesisleri ve hastanelere yönelik saldırılar nedeniyle anne-çocuk sağlığının ciddi tehdit altında olduğunu ifade etti. Güney, yetersiz beslenmenin yanında bir de sağlık hizmetine ulaşamayan hamile ve emziren kadınların bebeklerinde, gelişimsel bozukluklar meydana gelebildiğini söyledi. Ayrıca Gazze’de geçtiğimiz ekim ayından bu yana imkansızlıklar nedeniyle düşük yapma oranında artış görüldü. Gerekli hijyen ortamının sağlanamaması çoğu hamilede idrar yolu enfeksiyonları gibi hastalıkların görülmesine sebep oldu.

Toplumun inşası yara alıyor

Buhara Güney, Gazze’de kadın olmayı şöyle anlattı: “Kadın olmak savaş coğrafyalarında her zaman zordur. Kadınlar, savaşın en ağır yükünü taşıyan ama aynı zamanda toplumun yeniden inşasında kritik rol oynayan bireylerdir. Gazze’de her gün saldırılardan kaçarken bir yandan da günlük yaşamını ya da ailesinin düzenini sağlamaya çalışan kadınları görüyoruz. Nüfusunun yarısı kadınlardan oluşan Gazze’de kadınlar ve çocuklar zarar gördükçe toplumun yeniden inşası da büyük yara alıyor. Bu yüzden en kısa sürede aylardır süren insani kriz sona erdirilmeli ve uluslararası kamuoyu Gazze’yi sağlıktan barınmaya, eğitim den ekonomiye kadar tüm altyapılarda yeniden destek lemeli. Kadınların bu süreçte özel olarak desteklenmesi hem onların hem de toplumun geleceği için hayati öneme sahiptir.”

Kaynak: https://www.aslinda.com