“Gel bir çay içelim seninle, şekeri muhabbetimiz olsun mu?”

Çayda ne buluyorsun diyorlar, insanlarda aradığım masumiyeti, dostluğu buluyorum… Ne keyiflidir o bardaktaki kaşığın sesi “tın tın tın”.

Kimi zaman dışarıdan duyarım sesini, bilirim ki orada muhabbet var, sevgi var, dostluk var ... Ya kokusu…

Çağırır buram buram. Bana hep yakın dostlarımı hatırlatır. Dedikodunun tavan yaptığı kahkahaların taa uzaklardan duyulduğu... Şekerli çayı severim ben, çayımı tıngır mıngır karıştırmalıyım, püfürdete püfürdete içmeliyim, lezzetini kokusunu içime çekmeliyim.

Annem çağırmalı ‘çay yaptım gel’ diye. Babam ‘demlemedin mi kızım çayı hala’ demeli. ‘Demlediysen eğer bekle biraz, iyice demini alsın, tavşan kanı olsun  ‘diye söylenmeli... Eski günleri konuşmalıyım dostlarımla beş çayımda…Kurabiye tarifleri vermeliyim, muhabbetin dibine vurmalı, gülmeli, ağlamalıyım… Paşa çayı içmeliyim kahvaltıda, iki dakikada demlenen. Sevgi var işte çayda ,çağırmak var, davet var, samimiyet var, dinlenmek var kemiklerine kadar. Üç beş de lak lak oldumu daha ne isterim dostlarım. Hadi çayım ocakta, bekliyorum hepinizi muhabbetle gelin, gözlerinizin içi hep gülsün, şen olun can olun...