Yapay zekanın eğitimdeki en büyük katkısı, öğrenci odaklı kişiselleştirilmiş öğrenme sunabilmesi. Geleneksel sınıflarda öğretmenler, sınırlı süre içerisinde farklı yetenek ve ihtiyaçlara sahip öğrencilerle ilgilenmek zorunda kalıyor. Ancak yapay zeka, her öğrencinin öğrenme hızını, eksiklerini ve güçlü yanlarını analiz ederek bireye özel bir müfredat sunabiliyor. Bu, özellikle büyük sınıflarda geri planda kalabilecek öğrenciler için büyük bir fırsat yaratabilir.

Ancak öğretmenlerin rolü yalnızca bilgi aktarmakla sınırlı değil. Öğretmenler, öğrencilere rehberlik eden, onları motive eden ve duygusal zekayı geliştiren bireylerdir. Yapay zeka, insan empatisinin ve liderliğinin yerini dolduramaz. Bir öğrencinin ilgi duyduğu bir konuyu keşfetmesi, moral desteğe ihtiyacı olduğunda yardım alması gibi konular, yapay zeka tarafından sağlanamayacak insani temaslar gerektirir.

MEB Akademi Giriş Sınavı'nın detayları belli oldu MEB Akademi Giriş Sınavı'nın detayları belli oldu

Dolayısıyla, yapay zeka eğitimde önemli bir araç olabilir, ancak öğretmenlerin yerini tamamen alması uzak bir ihtimal. En iyi çözüm, öğretmenlerin teknoloji ile birlikte çalışarak öğrencilerin ihtiyaçlarına daha fazla odaklanması olacaktır. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, eğitimde insan faktörünün önemi her zaman varlığını sürdürecektir.

Editör: Adil Kalkan