Gelin-kaynana arasındaki iletişim problemlerinin çözümüne yönelik aile içindeki tüm bireylere şüphesiz ki önemli görevler düşmektedir. Özellikle de çatışmaların tarafı olan gelin ve kaynana ile bu çatışmaların her iki tarafından da bir şekilde etkilenen kocanın dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. Yukarıdaki cümleden olarak öncelikle gelin-kaynana arasındaki problemlerin taraflarından biri olan geline düşen ödevler kapsamında gelinlere veya gelin adaylarına şu önerilerde bulunulabilir:
1. Öncelikle her insana gösterilmesi gereken saygı kaynanaya da gösterilmelidir.
2. Her gelin, eşiyle beraber babasının yanı sıra onun çok sevgili annesini de “anne” olarak kabullenmelidir.
3. Öz annesinin kırıldığı, incindiği söz ve davranışları nasıl gelinin yüreğinde iz bırakmadan uçup gidiyorsa; her gelinin, kaynanasını da gönlündeki bu engin hoşgörüden yararlandırması gerekir.
4. Öfkesini kontrol etmeli ve sabırlı davranmalıdır.
5. Gerektiğinde kusurları örtmeyi bilmelidir.
6. Hz. Peygamberi (s.a.v.)’in “Hediyeleşin, hediyeleşmek aranızdaki sevgiyi arttırır” (Buhârî, Edeb 594 ) buyruğuna uyarak içinden gelmese bile gelin, kaynanasına zaman zaman özel günlerinde hoşlanacağı hediyeler alıp ziyaretine gitmelidir.
7. Her gelin, hayattaki engin tecrübelerinden yararlanmak istediğini samimi bir dille kaynanasına anlatmalıdır. Bu yakınlaştırır, kendini önemli hissettirir.
8. Gelinin, kaynanasına ‘ne’ söylediği kadar, ‘nasıl’ söylediği de önemlidir. Farklı düşüncelerini ‘ben böyle düşünüyorum’ diyerek yumuşak bir üslupla dile getirmelidir.
9. Gelinler, bir gün yaşlanıp kendilerinin de kaynana olacaklarını düşünmeli… Kayınvalide olduklarında kendilerine nasıl davaranılmasını isterlerse, kendileri de kayınvalidelerine öyle davranmaya çalışmalıdırlar.
Kaynanalar veya kaynana adayları şu önerilere dikkat etmelidirler:
1. Öncelikle her kaynana, gelinini ‘elkızı’ olarak değil; oğlunun eşi oluşundan itibaren aile bireylerinden biri olarak görebilmelidir.
2. Gelinini, eltileri veya başka gelinlerle asla kıyaslamamalıdır.
3. Gereksiz yere kıskançlık duygusu uyandıracak davranışlardan kaçınmalıdır.
4. Kaynanalar, kendi mizaçlarına uymasa da gelinlerini mutlu eden türlü etkinliklerini desteklemelidirler. Böyle bir tutum geliştirerek kendileriyle birlikte bulunmaktan sevinç duymalarına yardımcı olabilirler.
5. Kaynana, gelininin tahammül edilebilecek hatalarını görmezlikten gelip affedebilmelidir.
6. İslâm kültüründe büyüğün de küçüğe göstereceği saygı vardır. Bu geline saygılı olmayı öğretir. Saygı, gelinin bağımsız bir varlık olduğunu kabullenmek demektir. Dolayısıyla kaynana, gelininin olur-olmaz işlerine karışıp sürekli onların özeline girmemelidir.
7. Bunca hayat tecrübelerine rağmen kaynanalar da hata yapabilir. O nedenle yaptıkları hatalardan dolayı gelinlerinden özür dilemekle asla küçülmezler. Aksine gelinlerinin gözünde büyüyerek güven kazanırlar.
8. Her kaynana, kendi kızının kusurlarını örter gibi gelinininkini de örtebilmelidir.
9. Kaynana, gelinine emir vererek konuşmamaya özen göstermelidir. Bunun yerine taleplerini yumuşak bir üslupla istemeli ve sonunda teşekkür edebilmelidir.
10. Kaynana, kendisini sıkıntıya sokan bazı davranışları dolayısla gelinine ‘ben sana demedim mi?’ yerine yaşanan olaydan ‘ne sonuç çıkarttığını’ sorarak gelininin tecrübe kazanmasına yardımcı olmalıdır.
11. Aile içerisinde bir kaynananın oğlu ile gelini tartışıyorlarsa araya girilmemelidir. Eğer mutlaka müdahale edilmesi gerekiyorsa haklıdan yana olmaya çalışılmalıdır.
Ayrıca tartışmalarda kaynana, gelinine oğlundan daha yakın pozisyonunu hiç kaybetmemelidir.
12. Her kaynana, gelinine hizmetlerinden dolayı teşekkür etmeyi bilmelidir.
13. Her kaynana, torunlarına arka çıkarak anne-babasının vereceği eğitimi bozmamalıdır.
14. Karı kocanın kendilerinden ayrı özel bir hayatlarının olduğunu kabul etmeleri gerekmektedir.
15. Gelininizin dinen size bakmak ve hizmet etmek mecburiyetinde olmadığını, bunu yapıyorlarsa çok sevap kazandıklarını unutmayın. Bu nedenle gelininize sık sık teşekür ve duâ edin, anne gibi sevilir ve anne gibi muamele görürsünüz.