Geline gömlek giydirme geleneği!

Bir önceki makalemizde güzel yurdumun düğün âdetlerinden bazılarını yazmıştım. Bunlardan en ilginç olanı Erzurum yöresine ait olan geline elma atma âdetiydi. Bugünkü durağımızda Ege Bölgesi’nin bazı âdetlerini sizlerle paylaşmak istedim. Ege Bölgesi’nde bazı köy ve kasabalarda düğünler üç gün sürüyor. Evlenen çiftin maddi durumuna göre sürdürülmeye çalışılan gelenek ve görenekler çok eskiden beri devam ediyor.

YENİ AİLEYE KATILIMIN SİMGESİ

Afyonkarahisar yöresindeki düğünlerde en dikkati çekici âdetlerden biri "gömlek giydirme" geleneği. Bu âdette, damat tarafından gelin için hazırlanan özel bir gömlek, gelinin başında yer alan erkek akrabalar tarafından giydirilir. Söz konusu âdet, gelinin damadın ailesi tarafından kabul edildiğini ve yeni ailesine katıldığını simgeler. Diğer bir ilginç âdet ise "tirit aşı" geleneğidir. Düğünlerde genellikle tirit aşı ikram edilir. Bu, gelin ve damadın birbirlerini sevgi ve sadakatle besleyeceğini temsil eder. Ayrıca, düğünlerde at üzerinde yapılan "kepçe oyunu" da Afyonkarahisar yöresinin ilginç düğün âdetlerinden biridir. Damat, gelini kucağına alarak at üzerinde bir süre dolaşır ve bu sırada gençler çifti takip ederek şarkılar söyleyip dans ederler. Bu âdet, genç çiftin mutluluğunu ve sevgisini kutlamak amacıyla gerçekleştirilir.

EVİN ÖNÜNDEKİ DİREĞE BAYRAK ASILIR

Aydın’da düğünler, genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında yapılır. Düğün başlamadan bir hafta önce damat herkesin görebileceği bir direğe bayrak asar. Bayrak asılırken iki el ateş edilir. Düğün öncesinde yapılan kına gecesinde gelin özel bir elbise veya gelinlik giyer. Gelinin başına “pullalı” adı verilen bir örtü örtülür, el ve ayaklarına kına yakılır. Kına yakılırken gelini ağlatmak amacıyla ağıtlar söylenir ve gelin ağlatılır.

Bazı köylerde gelin alma ritüeli süslenmiş bir atla yapılmaktadır. Gelin atın üzerine bindirilmeden önce damadın annesi tarafından hazırlanan buğday, pirinç, leblebi, nohut, şeker ve para karıştırılıp bereket getireceğine inanılarak gelinin başından atılır.

Bazen damat gelini teslim almadan önce kız yakınları ve kendi arkadaşları tarafından sınava tabi tutulur. Damat, kızgın toprağın üstünde yalın ayak oynama, kahve pişirme, davetlilere ikram etmek için dut toplama gibi sınavlardan geçer. Damada o an ne yaptırılacağı davetlilerin tamamen hayal gücüne kalmıştır. Düğünler ise çalgılı veya mevlit şeklinde iki türlü yapılır. Eğer çalgı ile yapılacaksa çalgılar birkaç hafta önceden tutulur. Mevlitle yapılacak düğünlere gelecek olan hocalara da önceden haber verilir.

TEL KIRMA GELENEĞİ

İzmir düğünlerinin vazgeçilmez unsurlarından biri, "kına gecesi" olarak bilinen ritüeldir. Bu gecede, yakın arkadaşları ve aile fertlerinin de olduğu bir kutlama ile gelinin ellerine kına yakılır ve güzel müzikler eşliğinde dans edilir. İzmir düğünlerinde kutlamalar genellikle deniz kenarında veya bahçelerde gerçekleştirilir. Düğünlerde zengin Ege mutfağından yemekler davetlilere ikram edilir. İzmir'e özgü meze çeşitleri, zeytinyağlı yemekler, balık ve deniz ürünleri genellikle menülerde yer alır.

İzmir düğünlerinde eğlence de önemli bir yer tutar. Canlı müzik eşliğinde geleneksel danslar sergilenir. Ayrıca, düğünlerde sıklıkla müzik grupları veya DJ'ler görev alır ve gece boyunca dans pisti hiç boş kalmaz.

İzmir’deki en ilginç âdet ise "tel kırma" geleneğidir. Gelin ve damat, düğün gecesi birbirlerine tel kırma töreniyle sadakatlerini simgelerler.

KÖÇEK ÂDETİ

Kütahya'da düğünler çoğunlukla geleneksel bir şekilde kutlanır ve yerel kültüre bağlılık gösterilir. Düğünlerde "köçek" adı verilen erkek dansçıların ve "şaman" adı verilen figürlerin gösterileri oldukça popülerdir. Bu danslar ve gösteriler, düğün atmosferine ayrı bir renk ve canlılık katar. Ayrıca Kütahya'da "çeyiz sandığı" adı verilen bir âdet de bulunmaktadır. Gelin ve damat, düğünden önce çeyiz sandığı içindeki eşyaları birlikte açarlar ve aileye ait olan değerli eşyaların paylaşımını gerçekleştirirler. Bu âdet, aile birliğini ve dayanışmayı ifade eder.

Yeniden görüşmek üzere…