Gemide Bayram Namazı

Bayramdan bir gün önce yani arefe günü gemi zabitleri oruç tutacaklarını söylediler. Bende onlardan ayrı kalmamak adına arefe orucunu tuttum. Gerçekten oruç; vücut için bir sıhhatmiş. Bunu bir defa daha yaşayarak tecrübe ettim.
Güney yarımkürede mevsim kış olduğu için günler kısa ve geceler uzun. Sahur falan yapmadan kolayca oruç tutabiliyorsunuz. Ramazan orucundan başka gemilerde oruca niyetlenmediğim halde gemi zabitlerinin bu hali pek de güzeldi. Ramazan ayında da aynı şekilde büyük bir çoğunlukla orucumuzu tutmuştuk. Rabbim kabul eder inşallah.
Bir de çok güzel bir iftar yemeğinden bahsetmek icap eder. İkinci Kaptan gerçekten de çok nefis bir iftar yemeği düzenlemişti. Aşçımızda eksik olmasın elinden gelen gayreti göstermiş keyifli bir yemek olmuştu.
Gemide çalışanların hepsi Arap asıllı olduğu için bu vesile ile Arap kültürünü ve sofrasını tanımış oluyorum. Dini inançlarını bizden daha fazla muhafaza edip sürdürdükleri için Araplara karşı saygı ve sevgim daha da arttı. Hele hele namaz konusundaki duyarlılıkları takdire şayandır.
İşte bayram namazı da böyle bir atmosfer içinde geçti. Vardiyada görevli olanlar haricinde bütün gemiciler namaza iştirak ettiler. 
Gemimizin güzel bir mescidi var. Fakat daha güzel olan husus ise namaz vakitlerini seyir zabiti her gün hazırlayıp salonlara asıyor. Bu konu namazın farzlarından olduğu için çok önemlidir. Bu nedenle bir parça değinmek gerekiyor.
Namazın 12 tane farzı vardır. Namazın içinde olanlar altı tanedir. Yani başlangıç tekbiri, kıyam(ayakta durma), kıraat (Fatiha Suresini okumak), rükû (eğilmek), secde ve kaideyi ahire (selam vermek) namazın şartlarından olup bunları yapmadan namaz kılınmış olmaz. Diğer namaz kaideleri ise sünnetlerdir. Bunu yapanlar büyük ecir ve sevap kazanırlar lakin yapmazlar ise namazları Allah indinde inşallah kabul olur lakin sorumlu olmazlar.
Birde namazın dışındaki şartlar vardır ki bunlara da riayet etmek çok önemlidir. Farz olduğu için terki halinde namazın şartları yerine getirilmemiş olacaktır. Bunlar da altı tane olup hadesten taharet (gusül abdesti almak yani cenabet olmamak), necasetten taharet (üzerinde pislik bulunmamak) setri avret (ayıp yerleri örtmek), kıble, vakit ve niyettir. İşte namazdan önce yerine getirilmesi farz olan bu emirlere uymak aynı namazın içindeki farzlar kadar önemlidir.
Vakit ve kıble tayini biz denizcilerin daima hesaplama yaptığı işlerden bir tanesidir. Müslüman ülke limanlarında ezan sesleri ile kolayca namazın vaktinin girdiğini anlayabiliriz lakin hayatımızın çoğunun geçtiği denizlerde bunu ancak hesaplayarak bulmamız icap eder. Artık cep telefonlarında dünyanın her yerinde namaz vakitlerini gösteren programlar mevcut. Fakat karadan 10 deniz mili açıkta bu telefonlar sinyal alamıyor. Mecburen almanaklara girip Güneşin hareketine göre namaz vakitlerini belirlemek gerekiyor.
İşte gemimizde çalışan bütün denizciler salonlara astığımız namaz vakitleri ve kıble istikametini görerek kolayca dinimizin en önemli emri olan namaz ibadetini gerçekleştirme imkânı buluyorlar.
İşte böyle bir ortamda bayram namazımızı kıldık. Gemide 55 kişi yaşıyor. Bu nedenle mescidimiz küçük kaldığı için seccade vererek koridorda da namaz kılınmasını sağladım. Aynı Türkiye’de olduğu gibi Cami ve mescitler yetmediği için bayram namazımızı sıkışık bir vaziyette kılma imkânı bulduk. 
İmam olarak güverte lostromosu yani biz Türklerin kullandığı şekliyle “reis” namazı kıldırdı. Daha önce kıldığım bayram namazlarından farklı olarak namaz içinde üç değil yedi defa tekbir getirildi. Demek ki Araplarda böyle kılınıyormuş. Bunu da öğrenmiş oldum.
Namazdan sonra tüm gemicilerle bayramlaşma yaptık. İşlerin yoğunluğu nedeniyle yüzünü ilk defa görmüş olduğum gemici arkadaşlarımla tanışmış oldum. Ülkemizde cereyan eden ABD Başkanı Trump’ın açmış olduğu krizin sona ermesi için bol bol dua ettik. Rabbim nice bayramlara ulaşmayı bütün Müslümanlara nasip etsin, vesselam…