Malum günümüzde ahlâkî çöküntü had safhaya ulaştı. Ahlâktan çok ahlâksızlığın ön plana çıktığı yaşayış tarzları gündemi meşgul ediyor. İnsanlar, dinî duyarlılık kazanmamış iseler, ahlakî konularda sorunlar olur; İçki, kumar, uyuşturucu fuhuş, taciz, tecavüz, hırsızlık, dedikodu, iftira yalan gibi kötü alışkanlıklar edinirler. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin (kötü) arzularına uydular. Bu yüzden ileride azgınlıklarının cezasını çekecekler.” (Meryem, 19/58)
Gençler iffetlerini korumaları için, uyarı içeren tv programı, sinema filmi, internet gezintileri, gazete, dergi, resim ve benzeri şeylerden uzak durmalıdır. Çünkü arzu kontrol altına alınmadığı, başıboş bırakıldığı takdirde doymak bilmeyen bir açgözlülüğe ve fıtrata aykırı sapkınlıklara yol açabilmektedir. Cinsellikle imtihan, imtihanların en çetinidir. Bu açıdan dikkat etmeli, duyguyu tahrik eden ortamlardan kaçınılmalıdır. Cinsel duyguları meşru yoldan tatmin yöntemi ise, evliliktir. Bunun dışındaki usuller, normalden sapmadır.
Tolstoy şöyle der: Ahlâk kurallarını çiğnemeyin. Zira öcünü çabuk alır. Ahlâk bir defa bozulmaya yüz tuttu mu toplumda bir çatışma ve şiddet zuhur eder ve huzur, güven kalmaz. Dinî etkinin zayıflaması, ahlâkî çöküntüye ve çeşitli sorunlara sebep olmaktadır. Ahlâkın önemini âyet ve hadisler ortaya koymaktadır. “Ve Sen (Rasûlüm); büyük bir ahlâk üzerindesin” (Kalem, 68/4) diye övdüğü önderimiz Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyuruyor: “Ben ancak ahlâkın güzelliklerini tamamlamak için gönderildim.”1 Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “İman edip iyi işler yapanlar da halkın en hayırlısıdır.” (Beyyine, 98/7) “Kim iyi iş yaparsa faydası kendisinedir ve kim de kötülük yaparsa zararı yine kendisinedir. Sonra (ölünce) Rabbinize döndürüleceksiniz.” (Câsiye, 49/15) Hz. Peygamber (s.a.s.): “Mü’minlerin iman yönünden en mükemmel olanları ahlâkı en güzel olanlarıdır”2 buyurmaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.s.) başka bir hadis-i şerifte şöyle buyurur: “İnsanlara, güzel ahlâkla muâmele et.”3 Bu âyet ve hadislerden ahlâkın önemi ve fazileti anlaşılmaktadır. Mü’min kişi iyi ahlâk sahibi olmaya gayret sarf etmeli, kötü huylardan, alışkanlıklardan son derece sakınmalı, kötü ahlâklı değil; iyi ahlâklı olmalıdır.
Manevi değerlerden, Kur’an ve sünnetten uzak bir hayat, benliğin parçalanması ve yok olması demektir. Dini değerlerimize uygun davranışlar sergileyemeyen kimseler için; her arzu ve tutku, her türlü ideoloji, lik, moda, gösteriş, aşırı tüketim, eğlence, alkol, uyuşturucu ya da bir takım sapık inanç (Ateizm, deizm ve nihilizm gibi din karşıtı akımlar) ve düşünceler gençlerimizin hayatını bütünüyle kuşatmaktadır.
Tabiî ki, gençlerimize dini ve manevi idealleri kazandırmak, onların ruh sağlığı yönünden de son derece önemlidir. Nesli korumak ve sağlıklı bir toplum oluşturmak için gençlerimize iyi ve doğru bir din eğitimi verilmeli. Gençlerin kendilerini korumaları, dünya ve âhirette mutlu, huzurlu olmaları için inanç, ibadet ve güzel ahlâk sahibi olmalarına yardımcı olmalıyız. Fizikî ve sosyal yönden hızlı bir değişim geçiren ergenin sorumluluklarını öğreneceği ve bu sorumluluklarını yerine getirmede kendine yardımcı olacak bir rehbere ihtiyacı vardır. Bu rehber, ergenin ailesidir.