Furkan Erten-Özel Haber
Dünya, bugün Anneler Günü kutluyor. Gazze’de ise on binlerce evladın gününü kutlayacağı annesi; binlerce annenin ise kendisine çiçek getirecek, elini öpecek evladı yok… Gazze’nin kuzeyinde yaşayan Ümmü İbrahim ve Gazze’ye yönelik insani yardım faaliyetlerinde görev alan Yönetmen - İnsani Yardım Koordinatörü Tülay Gökçimen, Aslında’ya konuştu.
“O Filistinli bir kadın”
Anneler Gününü kutlamak ve Gazze’de annelerin yaşadıklarını dinlemek için ulaştığımız Gazze’nin kuzeyinde hayata tutunmaya çalışan Ümmü İbrahim, yazdığı şiirle sorularımızı yanıtladı:
“Ey kadınların en şereflisi, ellerini öpeyim!
Ne kadar güçlü bir kadın,
dayanılmaz olana dayanır,
fırtınaya karşı dayanıklıdır.
Kuraklığa rağmen meyve veren,
dağa gömülmüş, düşüncelere dalmış,
Ne yorulmayı ne de sıkılmayı bilen bir kadın.
O Filistinli bir kadın!”
*
“Sürekli kaygı yaşanıyor”
Gazze’de anne olmayı anlatan 60 yaşındaki Ümmü İbrahim, kadınların savaş koşulları nedeniyle psikolojik ve fiziksel zorluklara maruz kaldığının altını çizdi. Kadınların savaşın tüm zorluğuna rağmen ailelerini tehditlerden koruduğunu vurgulayan Ümmü İbrahim, “Gazzeli kadınlar çocuklarına ve sevdiklerine daha iyi bir yaşam sağlamaya çalışıyor.” dedi. Ümmü İbrahim, “Gazze'deki anneler, çocuklarının ve aile bireylerinin güvenliği konusunda sürekli kaygı yaşıyor. Anneler, zorlu koşullar ve temel hizmetlerin sürekli kesintiye uğraması karşısında yiyecek, içecek, koruma ve bakım sağlamak için ellerinden geleni yapıyor.” ifadelerini kullandı.
“Zorluğun her kademesindeler”
Gökçimen, “Filistinli anneler yıllardır işgalin zorluklarını yaşıyor. Kadınların görevi her zaman en zoru oldu. Onlar bir kadın bir eş, bir anne olarak her zaman güçlü olmak ve yaşadıkları toplumu ayakta tutmak zorunda kaldılar. Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın kapılarında bekleyen anneler, sabahları eşlerini işe çocuklarını okula gönderdikten sonra Aksa’ya koştular. Kendi elleriyle evini yapan Filistinli kadına yine kendi elleriyle evini yıktırdılar, o yılmadı yine kendi elleriyle bir yuva yaptı yavrularına. Şimdi Gazze’de acının, zorluğun her kademesinde kadınları, anneleri görüyoruz.” dedi.
Bomba seslerini oyuna çevirdiler
Gökçimen, “Evladının koluna bacağına ismini yazan bir anne evladının cenazesine talip olmuş demektir. ‘Dört evladım da Mescidi Aksa’ya feda olsun.’ diyen annenin adanmışlığı bir örnek olarak tüm aleme yeter. Yüzlerce yetime annelik yapan kadınlar, onları kendi evlatlarından asla ayırmaz. Uyurken yavrusunu tehlikelerden korumak için nöbet tutan, bomba seslerinden korkmasınlar diye bu anları oyuna çevirenler yine Gazzeli anneleridir.” diye konuştu.
Bebeklerine süt veremiyorlar
Gazze’de yaşayan kadınların sorunlarını sıralayan Gökçimen şunları söyledi:
“Kadınların yaşadığı zorlukları yine onlardan dinlediğimiz kadarıyla, evlatlarının ve yakınlarının katline şahit olma, parçalanmış cesetlere maruz kalma ve bunun bir yakınına ait olması, savaşın yaşanması, bir yerden bir yere sürekli göç hali, sürekli açlık ve susuzluk, dehidrasyon, mahremiyet, hijyen yokluğu, özel günlerinde kullanılacak hijyen ürünlerine ulaşamama, doğum ve kadın hastalıkları tedavilerinden yoksunluk, yetersiz beslenme sebebiyle bebeklerine süt verememeleri, anne sütü yerine başla bir şey koyamamaları gibi hayati sorunları sayabiliriz.”