Gökkuşağı, güneş ışığının yağmur damlaları içindeki yolculuğu sırasında kırılması ve yansıması sonucu oluşur. Gelin birlikte gökkuşağının tüm ayrıntılarını birlikte inceleyelim...

Güneş Işığı ve Yağmur Damlaları: Güneş ışığı aslında beyaz görünür, ancak içinde birçok farklı renk barındırır. Yağmur damlaları ise küçük prizmalar gibi davranır.
Kırılma ve Yansıma: Güneş ışığı yağmur damlasına girdiğinde kırılır ve damlanın arka yüzeyinden yansır. Yansıyan ışık tekrar damladan çıkarken bir kez daha kırılır.
Renklerin Ayrışması: Bu kırılma sırasında farklı renklerdeki ışıklar farklı açılarda kırılır. Bu sayede beyaz ışık, bileşen renklerine (kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert, mor) ayrılır.
Gözümüze Ulaşan Renkler: Bu ayrışan renkler, farklı açılarda gözümüze ulaşır ve biz de bu renkleri gökyüzünde bir yay şeklinde görürüz.

Gökkuşağının Özellikleri

İstanbul Boğazı gemi trafiğine çift yönlü açıldı İstanbul Boğazı gemi trafiğine çift yönlü açıldı

Tam Çember: Aslında gökkuşağı tam bir çember şeklindedir, ancak yer yüzünde durduğumuz için sadece yarım çemberini görebiliriz.
Güneşin Karşı Tarafı: Gökkuşağını her zaman güneşin karşısında görürüz.
Yağmur ve Güneş Birlikte: Gökkuşağı oluşması için hem yağmurun hem de güneşin aynı anda olması gerekir.
Büyük Damlalar Daha İyi Gökkuşağı: Büyük yağmur damlaları, daha belirgin ve renkli bir gökkuşağı oluşturur.

Peki, gökkuşağı neden hep aynı renkte ve aynı sırada görülür?

Bu, farklı renklerin farklı dalga boylarına sahip olmasından kaynaklanır. Kırmızı ışık en uzun, mor ışık ise en kısa dalga boyuna sahiptir. Bu nedenle kırmızı ışık en az, mor ışık ise en çok kırılır. Böylece gökkuşağında renkler her zaman aynı sırada ve aynı yoğunlukta görülür.

Editör: Ela Duyar