Bilim insanları, "Drakula" olarak adlandırılan dev bir pterosaurun Transilvanya, Romanya'da keşfedildiğini duyurdu. Bu devasa yaratık, yaklaşık 3.5 metre boyunda ve kanat açıklığı bir otobüsten daha uzun. Bilim insanları, bu dev pterosaurun gökyüzüne çıkan en büyük hayvanlardan biri olabileceğini düşünüyor. Drakula’nın kesin türü belirsiz olsa da, onun Geç Kretase döneminde yaşamış devasa pterosaur ailesi Azhdarchidae'ye ait olduğu tahmin ediliyor.

Yeşil enerjide, Türkiye-Azerbaycan iş birliği güçlenecek Yeşil enerjide, Türkiye-Azerbaycan iş birliği güçlenecek

Bu boyutlara rağmen, Drakula’nın uçabilip uçamayacağı halen tartışmalı. Fosillerinin parçalanmış halde bulunması nedeniyle net bir sonuca varılamasa da, yapılan son araştırmalar en büyük pterosaurların bile muhtemelen uçabildiğini öne sürüyor.

Resim 2024 10 06 152010513

ADAPTASYON YETENEKLERİ GELİŞMİŞ

Araştırmanın bir diğer önemli sorusu ise bu devasa pterosaurun nasıl bu kadar büyüdüğü. Bu şaşırtıcı boyutların sırrı, yere adaptasyon yeteneklerine dayanıyor. Leicester Üniversitesi'nden araştırmacılar, pterosaur fosillerini inceleyerek bu dev yaratıkların gelişiminde önemli rol oynayan el ve ayak yapılarındaki evrimi keşfettiler.

Çalışmayı yürüten ekip, pterosaurların elleri ve ayaklarının anatomisinde Orta Jura döneminde önemli bir değişim olduğunu ortaya koydu. Bu değişim, pterosaurların yerde daha iyi yürümelerine ve koşmalarına olanak sağladı.

Resim 2024 10 06 152348218

"ZAR AYRILDI"

Araştırmanın ortak yazarı Dr. David Unwin, bu yenilikle pterosaurların devasa boyutlara ulaşabildiğini belirtti: "Daha önceki pterosaur türlerinde arka bacaklar bir uçuş zarıyla birbirine bağlıydı, bu da yürümelerini zorlaştırıyordu. Ancak daha gelişmiş türlerde bu zar ayrıldı ve her iki arka bacak bağımsız hareket edebildi. Bu da karada hareket kabiliyetlerini büyük ölçüde artırdı."

Araştırmanın baş yazarı Robert Smyth ise, pterosaurların uçma yeteneklerinin sadece hikayenin bir parçası olduğunu vurguladı: "Onların ağaçlarda ya da yerde nasıl yaşadıklarını keşfederek, antik ekosistemlerde oynadıkları rolleri daha iyi anlayabiliriz."

Editör: Berfin Bitirim