Gönül dağı. . . . ‘Varsın gözlerin görmesin gören gönlüne kurban olayım ben ‘. . . Bu sözler yetmez mi ? Gönül Dağını izlemeye. Kellerin Rıfat, sevdiceğinin yollarından, taşları toplamak için dikenlere batan, dağlanan Rıfat. . . bu aşk Leyla ile mecnun, aslı ile keremin aşkı değildir de nedir sizce. . . . . . . . . . . . Sefer masum Sefer, utangaç narin ruhlu Sefer. Şu sözleriyle nasıl güzel anlatıyor, Zahide ye olan aşkını. ‘Ben bir gün kavuşuruz diye sevmedim ki seni. Ben bir şey beklemedim senden gelmeseydin de kalbimin ateşi, yanardı bir ömür ‘. . . ‘Allah ın emri peygamberin kavliyle bana varırmısın Zahide. ‘Tertemiz bir aşk, gözleri dolduran bir aşk. Öyle bir hayalmiş ki onunkisi, bozkır dağlarında, kendi kendine yankılanmış durmuş.
Uzaktan seyretmiş Zahide yi, uzaktan sevmiş. Ama öyle bir gün gelmişki, hayalleri gerçek olmuş. . . Taner, ufacık bir çocukmuş Dileği severken, Nasip ya yine Gederli de, yine türlü türlü tesadüflerle karşılaşmış sevdiğiyle. Yıllar eskitememiş sevgisini, büyüdükçe büyümüş. . . Gönül dağı, bozkır da bir Anadolu masalı, yıllarca unutulmayacak. Dilek ile Taner in, Asuman ile Ramazan ın, Selami ile Keriman ın gülümseyerek, hatırlanacak aşklarının efsanesi. Ciritci Abdullah. . . Zaman, biten her bir ânıda onun vagonları gibi sanki.
Sıra sıra geçi
yor, İnsanın ömründen. Penceresinde resimler değişiyor, resimlerle beraber sen de değişiyorsun. Sonra dönüp bakıyorsun, Yetmiş senelik ömrü hayatında, yetmiş tane Abdullah bırakmışsın. Yetmiş tane mezar ve sen bir mezar taşı gibi dimdik ayakta. Onların başındasın. Bu gözler, neler gördü. Nelere şahit oldu. Kaç tane sır, kaç tane acı, kaç tane keder, geldi geçti gözümün önünden. Ne kavgalar ne mücadeleler ne kırgınlıklar. . . Ben Ciritci Abdullah gençliğim, at sırtında geçti. Her ata binişimde atımın terkisine sırlarımı, yitirdiğim günlerimi koydum. Mutluluk hüzün ve pişmanlıklarımı. En çok korktuğum şey bir gün yaşlanmaktı. Ama şu yaşımda anladımki yaşlanmak o kadar kötü bir şey değilmiş. İnsan dinginleşiyormuş ;endişelerinden, beklentilerinden, hırslarından uzaklaşıyormuş. Asıl korkulacak şey atının, terkisine koyduğu pişmanlıklarıymış. . .
Ciritci Abdullah gönül dağı efsanesi, bizim dedemiz bizim büyüğümüz. . . . Hayatlarımız bir toz bulutunun ardına sığarken. Hayallerimiz, bu sapsarı topraklara sığmadı. Hayata ışıl ışıl bakan, hayallerinin peşinden ayrılmayan, üç delikanlının hikayesi, gönül dağı. . . Bizim için umut oldu. Ramazan ın söyledikleri, güldürdü, ağlattı, düşündürdü. ’Ben Asumanın yetmişbeş yaşındaki halini düşünerek seviyorum. ‘Ne kadar içten ne kadar samimi ne kadar sıcacık. Dizinin her bölümü birbirinden öğretici. Geleneklerimizi, törelerimizi anlatıyor.
Ramazan daki iftarlarımıza, çağırıyor bizi. En çok hayal kurmayı, defalarca defalarca yıkılsa bile. Yılmadan usanmadan yeniden başlamayı, İnsanlara güvenebileceğimizi öğretiyor. Arkadaşlığı, dostluğu anlatıyor. Vefayı, anneye babaya, sevgiyi saygıyı. Aile olmanın ne demek olduğunu, anlatıyor. İzlenme rekorları kırıyor , çünkü içimizden bir parça gönül dağı. . .
Birimiz Seferiz birimiz Taner birimiz veysel . . . Ya türküleri. . Anadolu muzun türkülerini ezberletiyor. Neşet Ertaş ı Muarrem Ertaş ı, Hacı Taşan ı, Aşık veysel i, tekrar tekrar öğretiyor bize . Demek ki oluyormuş, entrika olmadan, kin nefret olmadan da senaryo yazılabiliyormuş. Biz entrikayı sevmeyen bir toplumuz. Hiç de diğer dizilerdeki gibi ahlak anlayışımız yok.
Törelerimize, topraklarımıza bağlı, büyüklerimize saygılıyız. Bizi özümüzden uzaklaştıracak, diziler izlemek istemiyoruz. Fakirle zenginin kavgası, annesine babasına asi olan mutsuz gençleri, hırsızları, alkol bağımlılarını istemiyoruz yaşantımızda. Çıksınlar artık hayatımızdan. Biz Çayımızı demleyip, kestanelerimizi közleyip, ailecek bir dizi izlemek istiyoruz.
Bulduk sonunda, yıllarca sürsün Gönül dağı. Trt ailesine sonsuz teşekkürler. Artık anne babamın yanında, çocuklarımın yanında izleyebileceğim, bir dizim var. Emeğinize sağlık, tebrik ediyorum. . . Sevgilerimle. . .