Suriye’deki güvenli bölge ve İdlib’de yaşayan Suriyeliler, zor ekonomik şartlar altında yaşamaktadır. İstihdamın sınırlı olduğu ve insanların iş bulmakta zorlandığı bölgede, uluslararası kuruluşların insani yardımları da azalmaya başladı. Toplam 5,5 milyon sivilin yaşadığı bölgede insanların en önemli geçim kaynağı, Suriyeli sığınmacıların Suriye’deki akrabalarına gönderdikleri paralar.
Birçok göç hikâyesinde benzer bir olgu bulunmaktadır. Örneğin Almanya’ya çalışmaya giden Bulgarların birçoğu Almanya’da ev, araba almak ve kendilerine bir hayat inşa etmek yerine, Bulgaristan’da kalan akrabalarına nakdi yardım göndermeyi tercih etmektedirler. Aslında uzağa da gitmeye gerek yok. Türkiye’de dahi uzun yıllar boyunca şehre ve İstanbul’a göç edenler, Anadolu’da kalan ailelerine nakdi yardımlar göndermişlerdir. Kendi harcamalarından kısıp köydeki ailelerine destek olmuşlardır.
An itibarıyla da Suriye’deki güvenli bölgede durum benzer. Güvenli bölgede yaşayan siviller için Türkiye ve Avrupa’da yaşayan akrabaları hayati derecede önemlidir. Onlar olmasa bölgede yaşamlarını idame ettiremeyecek yüz binlerce ve belki de milyonlarca insan bulunuyor. Her ne kadar güvenli bölgedeki altyapı ve ekonomik hayat küçük adımlarla gelişse bile nüfusun ihtiyacına yetersiz kalmaktadır.
Savaştan önce 1,5 milyon insanın yaşadığı bir bölgede, savaşın getirdiği tahribattan sonra 5,5 milyon insanın barınmaya başlaması hayat şartlarını bir hayli zorlaştırıyor. Sadece nüfusun yoğunlaşması değil, güvenli bölgenin ekosistemi de bu bağlamda önemli. Nitekim bu bölge, savaş öncesi Esed rejimi tarafından ihmal edilen ve gerekli altyapı yatırımlarının yapılmadığı bölgeler.
Esed rejimi, stratejik bir tercih olarak on yıllardır bölgeyi geride bırakmıştır. Alt ve üstyapıyı ihmal etmiştir. Bölgenin Türkiye sınırında olması, hem de bölgede çok ciddi Türkmen ve Kürt nüfusun bulunması, buradaki Arapların rejim muhalifi olarak bilinmesi bu stratejinin gerekçeleri olmuştur.
Savaş, siyasi sebeplerden ötürü bölgenin ihmal edilmesi ve yoğun nüfus birleşince, güvenli bölgedeki refah ve ekonomik hayat son derece zor gelişmektedir. Gidişat olumluya doğru olsa da bölgede yaşayan insanlar geçimlerini sağlamak için iş imkânı bulamamaktadır. Bulsalar da birçoğunun aldığı maaşlar yetersiz kalmaktadır.
Zor ekonomik şartların üstüne bir de bölgede Türk lirası kullanılması ve kendi iç dinamikleri yüzünden boğuştuğu bir enflasyon sorunu bulunmaktadır. Ancak Türkiye’nin aksine, asgari ücret uygulaması güvenli bölgede yok. Hatta maaşlı polis ve yerel meclis memurlarının dahi zamlı maaşlarına rağmen alım güçleri düşmektedir. Dolar bazında incelendiğinde bölgedeki maaşlarda ciddi bir düşüş var.
Özetle bölgede, iş bulanların dahi ekonomik durumu zorlaşmaktadır. Aslında bakıldığında birçok Suriyelinin, ailesinin öz geliriyle geçinmesi mümkün değildir. Ancak tüm bunlara rağmen, bölgedeki insanlar, zor da olsa gelen insani yardımlar sayesinde hayatlarını idame ettirebiliyorlar.
Ancak Türkiye veya Avrupa’da akrabası veya aile üyesi olan Suriyelilerin durumu, göreceli olarak daha iyi. Türkiye veya Avrupa’daki Suriyeli sığınmacının, Suriye’ye aylık göndereceği bin 500 lira dahi büyük bir fark yaratıyor.