İsrail, Hizbullah komutanı Fuad Şükür’ü Beyrut’ta hedef alan hava bombardımanının hemen ardından Tahran’da Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye’yi de alçakça bir saldırı ile şehit etti. İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın görev törenine katılmak için Tahran’da bulunan Heniyye, başkentin kuzeyindeki Saad Abad kompleksinde Ensar el-Mehdi Koruma Birlikleri tarafından konaklama yeri olarak kullanılan ve yüksek güvenlikli Gaziler Konutu olarak da bilinen Besij ez-Zahra binasında hedef alındı. İranlı kaynaklara göre saldırı, İran hava sahası dışından doğrudan bir füze ile gerçekleştirildi.
Heniyye, Filistin direnişinin siyasi lideriydi. Ömrünü Filistin davasına adamış önemli bir şahsiyetti. Kendisinin vefatı çok üzücü olsa da Filistin direnişi elbette yaşamaya devam edecek. Bu ölümler ve kayıplar direnişin azmini artırmaktan başka bir şeye hizmet etmeyecek.
Hatırlarsınız, Aralık 2023’te Netanyahu’nun talimatıyla Mossad’ın Türkiye dâhil bazı ülkelerdeki Hamas liderlerine suikast düzenleyeceği haberleri sızdırılmış, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail Türkiye’de böyle bir şeye cüret ederse bedelini çok ağır ödetiriz.” açıklamasını yapmıştı. Yine MİT, basın mensuplarına açıklamalar yaparak böyle bir hamlenin İsrail aleyhine ciddi sonuçları olacağını ifade ederek muhataplarını uyarmıştı. Ardından da Türkiye’de Mossad’a yönelik kaplamlı istihbarat karşı koyma operasyonları (İKK) yapıldı, çok sayıda yabancı ajan ve eleman gözaltına alındı. İlgili ağlar tasfiye edildi.
Yukarıdaki gerçeklik üzerinden şu sorular tezahür ediyor. İsrail’in bir numaralı hedefi olan Heniyye nasıl İran’ın başkenti Tahran’da öldürülebiliyor, İran neden Haniyye’yi koruyamadı ve elbette daha kritik olan, İran ve “direniş ekseni” İsrail’e nasıl yanıt verecek?
İsrail önce Yemen’de Hudeyde Limanı’nı bombaladı ardından, Hizbullah’ın askerî operasyonlarını yöneten Fuad Şükür’ü hedef aldı. Şimdi ise doğrudan Tahran’ı vurarak Heniyye’yi İran’ın koruması altındayken şehit etti.
Bu hareket tarzı elbette ABD’de Beyaz Saray’daki güç boşluğundan cesaret alıyor ve savaşı bölgeselleştirmeye yönelik bir stratejiyi içinde barındırıyor. İran ve müttefiklerini zorlayan, âdeta harekete geçmeleri için köşeye sıkıştıran bir oyun. İran sahici bir yanıt veremezse caydırıcılığı ve devlet onurunun zedelendiği bir durumla karşı karşıya kalacaklar. Dolayısyla karşı hamle yapmaları çok olası görünüyor.
Saldırının hemen ardından İran'ın dinî lideri Ali Hamaney başkanlığında Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısı yapıldı, ardından ise Hamaney “İslam Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşanan bu acı ve trajik olaydan sonra intikam almak, hepimizin görevidir.” minvalinde açıklamalar yaptı.
Ancak güçlü bir şekilde İsrail’i vurmanın kendilerini de tam ölçekli bir savaşa sokacağının farkındalar. Bu bağlamda İran doğrudan hamle yapmak yerine vekil unsurları kullanmayı tercih edebilir. Böylece ABD’nin de İsrail lehine aktif çatışmaya dâhil olmasını engelleyebilir. İran’ın asıl endişesi doğrudan ABD ile savaşmak. ABD’de benzer bir duruşa sahip fakat Biden topal ördek konumunda ve çok zayıf. Netanyahu’nun bu durumdan istifade ederek ABD’yi bir savaşa sürüklemesi de mümkün görünüyor. Çatışmaların her geçen gün eskale olduğu ve mevcut askerî angajmanları kontrol emenin daha zor olacağı bir dönemin içerisine girmiş bulunuyoruz.