İbrahim Hakkı Erzurumi, 18. yüzyılda yaşamış ve Marifetname adlı eseriyle tanınan, Osmanlı döneminin en önemli bilginlerinden biridir. 18 Mayıs 1703 tarihinde Erzurum’un Hasankale ilçesinde doğan İbrahim Hakkı, yaşamı boyunca bilim, din, felsefe ve edebiyat alanında çok yönlü çalışmalar yapmış, bu alanlarda önemli eserler vermiştir. Onun en ünlü eseri Marifetname, döneminin bilimsel ve kültürel birikimini yansıtan ansiklopedik bir eser olarak kabul edilir.
İbrahim Hakkı, çocukluğundan itibaren ilim ve irfanla iç içe büyüdü. Babasının etkisiyle ilim yoluna yönelen Hakkı, Erzurum, Tillo ve İstanbul gibi dönemin önemli ilim merkezlerinde eğitim aldı. Bu süreçte, matematik, astronomi, tıp, felsefe ve İslam ilimleri gibi birçok alanda kendini geliştirdi. İbrahim Hakkı, aynı zamanda tasavvufla da derinlemesine ilgilenmiş ve Erzurumlu mutasavvıf İsmail Fakirullah’ın müridi olmuştur.
Marifetname, İbrahim Hakkı Erzurumi’nin en tanınmış eseridir ve ilk kez 1757 yılında yazılmıştır. Bu eser, dönemin bilimsel bilgilerini ve İslam felsefesini bir araya getiren kapsamlı bir ansiklopedi niteliğindedir. Marifetname’de astronomiden tıbba, fizikten ahlaka kadar geniş bir yelpazede bilgi sunulmaktadır. Eser, sadece bilimsel bir kitap olmakla kalmayıp, aynı zamanda İslam tasavvufu ve ahlakı üzerine de derin bilgiler içermektedir. İbrahim Hakkı, bu eserinde insanın evrendeki yeri, yaratılışın sırları ve ahlakî değerler üzerine düşüncelerini aktarmış, aynı zamanda astronomi ve coğrafya gibi alanlarda da önemli bilgiler vermiştir.
İbrahim Hakkı Erzurumi, bilimin ışığında insanlara rehberlik etmeyi amaçlayan bir bilgin olarak, hayatı boyunca öğrendiklerini halkla paylaşmayı ve bilimi yaygınlaştırmayı hedeflemiştir. Marifetname ise bu amacın en somut örneği olarak, yüzyıllar boyunca İslam dünyasında önemli bir kaynak olarak kabul edilmiş ve hala okunmaya devam etmektedir.
22 Haziran 1780 tarihinde Tillo’da hayatını kaybeden İbrahim Hakkı, ardında bıraktığı eserlerle Osmanlı bilim ve kültür tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Onun adı, özellikle Marifetname eseriyle birlikte anılmakta ve bilime, dine ve insanlığa adanmış bir yaşamın sembolü olarak hatırlanmaktadır.