İffetli Olmak

İffet, sözlükte, ‘haramdan uzak durmak, helal ve güzel olmayan söz ve davranışlardan kaçınmak’ anlamına gelen iffet, ahlâkî bir terim olarak, kişiyi bedenî ve maddî hazlara aşırı düşkünlükten koruyan erdem demektir.

İffet, kötü iş ve sözden uzaklaşma; konularda ahlâk kurallarına bağlılık; şehvî arzuları dini emirlerin çerçevesinde koruma hali. İffet kelimesi, namuslu, şerefli ve ahlâklı olma halini ifade etmek için de kullanılır.

İslâm dini, bir yandan iffet ve hayâyı öğütlerken diğer yandan bu erdemleri çiğneyen zinâyı haram kılar. (Nûr, 24/2) Çünkü İslâm'a göre evlilik dışı ve nikâhsız birliktelik demek olan zinâ, dinin büyük günah saydığı, yani haram ettiği, yasakladığı,  ahlâkın çirkin gördüğü bir fiildir.

İffetli bir hayat, onurlu bir hayattır. İffet insanın süsü ve namus anlayışının göstergesidir. Her türlü fazilet ve Allah’ın hoşnutluğu, dürüst ve iffetli bir ömür sürülerek elde edilir. İslâm, belli esaslar koymak suretiyle hem hayatı korumayı hedeflemiş, hem de olumsuz davranış ve aşırılıkları önlemeyi amaç edinmiştir.

Zinayı çirkin bir iş, kötü bir yol olarak tanımlayan Yüce Allah, “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.” (İsra, 32.) buyurarak bu günahın işlenmesi bir tarafa, ona yaklaşılmasını dahi yasaklamıştır.

Cinsî ahlâkta esas olan iffet ve namusun korunmasıdır ve bunun en uygun yolu da evlenmedir.  Zinâ ve fuhşun her çeşidi ile buna götüren yollar İslâm'da ahlâka son derece aykırı, kötü bir yol, çirkin bir iş ve bir hayâsızlık olarak nitelendirilir. (En’âm, 6/151; A’râf, 7/133)

İslâm’da neslin korunması için zinâ haram olduğu gibi, haram kılınan bir eylem de homoseksüellik, lezbiyenliktir. Haram olan erkek veya kadının kendi cinsinden birisi ile ilişi kurması (homoseksüellik, lezbiyenlik vb.) dinimizde Haramdır/yasaktır. Çünkü normal cinsî tabiata aykırı düşen yollardan cinsî tatmin sağlanması da İslâm'ın hiç tasvip etmediği bir davranış biçimidir. Kur'ân-ı Kerîm'de, eş bir yönelişe saplanıp kalan Lût kavminin davranışı çok sert bir dille tenkit ve reddedilir. (A’râf, 7/80; Hûd, 11/78, 83)

Cinsellik insanlarda ergenlik döneminde başlar. Ergenlik duygusal ve gereksinimlerin keşfedildiği bir dönemdir. Cinsel istek, insan fıtratında, yaradılışında var olan bir olgudur. İnsan hayatında çok etkili bir güce sahip olan arzu kontrol altına alınmadığı, başıboş bırakıldığı takdirde doymak bilmeyen bir açgözlülüğe ve fıtrata aykırı sapkınlıklara yol açabilmektedir. Dolayısıyla evlilik sayesinde cinsî arzular tatmin edilir, iffet ve namus korunur, neslin devamı mümkün olur.

 Bu sebeple dinimiz evliliğe çok önem vermiştir. İslam’da ergenlik çağına girmemiş çocuk yaşta kızların evlendirilmesi asla doğru değildir.

İslâm dini, akıllı ve buluğ yaşını aşmış, evlilik hayatının sorumluluklarını yerine getirebilecek fikri ve ahlâkî olgunluğa ulaşmış bütün Müslümanların evlenmesini ve mutlu ve hzurlu bir yuva kurmasını istemeketdir. Yüce Allah, Sizden bekâr olan kimseleri, evlendiriniz.  (Nûr, 24/32) buyurur.

 Peygamberimiz (s.a.v.) de “Sizden evlenmeye güç yetirenler evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan çevirmek ve iffeti korumak için en iyi yoldur.” (Buhari, Nikah, 2.) buyurmuştur. Dinimiz meşru yaşamın sınırlarını belirlemiştir. Günaha düşülmemesi için gerekli tedbirleri de almış ve zinaya götüren yolları önlemeye önem vermiştir. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerim de,  kurtuluşa eren gerçek mü’minlerin vasıflarını sayarken, "Onlar ki, edep yerlerini (iffetlerini) korurlar" (Mü'minun, 23/5) âyetiyle, dürtünün doyurulmasında ilahi yasalar çerçevesinde şekillenmesi gereken bir ahlâkî kişiliğe dikkat çeker. Evlilik sayesinde cinsî arzular tatmin edilir, iffet ve namus korunur, neslin devamı mümkün olur. Peygamberimiz (s.a.v.) bu hususta: “Ey gençler topluluğu! Kimin gücü yeterse evlensin. Çünkü evlilik, gözü, (haramdan) sakındırır ve iffeti en iyi şekilde korur...” (Buhârî, Nikâh 2) buyurmuş ve evliliğin önemini ortaya koymuştur. İslam’ın gayelerinden birisi de topluma bütün ahlakî güzellikleri ve kıymetleri yerleştirip, her türlü çirkinliği gidermek ve toplumu günahlardan uzaklaştırmaktır. Mü’minlerin her daim iffetli ve temiz bir hayat yaşamalarını isteyen Yüce Allah, “Evlenme imkânını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar.” (Nûr, 24/33) buyruğu evli-bekar her Müslümanın iffetli olması gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır. Müslümanlar iffetlerini korumaları için, uyarı içeren tv programı, sinema filmi, internet gezintileri, gazete, dergi, resim ve benzeri şeylerden uzak durmalıdır. Çünkü likle imtihan, imtihanların en çetinidir. Bu açıdan dikkat etmeli, duyguyu tahrik eden ortamlardan kaçınılmalıdır. Bu yüzden de iffet ve hayâ sahibi olmalıyız. Hayâ ise; utanma, çekinme, Allah korkusuyla günahtan kaçınma gibi anlamlara gelir. Kişinin kötü bir işin yapılmasından veya iyi bir işin terk edilmesinden dolayı mahcubiyet duyması olarak da açıklanabilir. Mü’minin söz ve davranışlarında iffetli ve hayâlı olması gerektiğini belirten Hz. Peygamber (s.a.v.); “Her dinin kendine özgü bir ahlâkı vardır; İslâm ahlâkının özü de hayâdır.” (İbn Mâce, Kitabü’z-Zühd/Haya, 38) buyurmuştur. Bütün Müslümanların iffetli, hayâlı ve güzel ahlâklı olması ve kötü davranışlardan sakınması gerekir. Dünya ve ahirette mutlu ve huzurlu bir hayat, ancak İslâm’a uygun bir hayat yaşamakla mümkündür!