İhlâslı / Samimi Olmanın Önemi - 3 -

“(Şeytan dedi ki) insanlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka kandıracağım. Ancak, onlardan ihlâslı kulların müstesnâ.” (Allah şöyle buyurdu:) “Benim ihlâslı kullarıma karşı senin bir gücün yoktur. Ancak sana uyan azgınları azdırabilirsin.”(Hicr, 15/39-42) Demek ki, ihlâslı/samimi kulları şeytan kandıramıyor, kötülükleri yaptıramıyor. İmam Gazali; “insan, şeytandan ihlas ile korunur” demiştir. İhlâs duygusu, zaten başlı başına kötülüğü önleyen ahlâkî bir değerdir. Yusuf (a.s.)’u kötü bir davranışa düşmekten alıkoyan da bu asil duygudur: “İşte Biz ondan fenâlığı ve fuhşu gidermek için böyle yaparız. Çünkü o, Bizim ihlâslı kullarımızdandı.” (Yûsuf, 12/24) İhlâslı, samimi olursak nefsin ve şeytanın kötü arzularına uymaktan korunuruz ve Allah’ın sevdiği mutlu, huzurlu bir kişi oluruz. İHLÂS’IN ZIDDI; RİYA Riya; “sırf Allah rızası için yapılması gereken amele gösteriş katmak” anlamında kullanılır. Gösteriş demek olan riya, amelleri dünyevî maksatlarla, insanlar görsün diye yapmaktır.

Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Şüphesiz Allah, sadece kendisi için ve kendisinin rızâsı için olmayan bir amelden başkasını kabul etmez.” (Nesâî, Cihad 24) İbadetlerimizin ancak, ihlâsla değer kazanacağını ve yapılan her meşru işin, iyi niyetle ibadete dönüşeceğini unutmayalım. Aile hayatımızda, iş çevremizde ve sosyal ilişkilerimizde daima iyi niyetli olmaya ve yaptığımız her işte Allah'ın rızasını gözetmeye gayret edelim. “Şu namaz kılanların vay haline! Onlar namazlarında yanılgıdadır, onlar gösteriş yapmaktadırlar.” (Mûûn, 107/4-6) Hz Peygamber şöyle bildirir: “Ahirette denilecek ki, dünyadayken kime gösteriş yapmak ve yaranmak için amel yaptınsa (amellerinizin karşılığını almak üzere) ona gidin!” (Müsned, c. 5, s 428-429) “...İhsân edin (her türlü hareket ve davranışınızı güzel ve dürüst yapın); Allah muhsinleri (güzel iş yapanları, ihlaslıları, Allah’ı görür gibi O’na kulluk yapanları) sever.” (Bakara, 2/195) Allah’ın sevdiği ihlâslı kişiler, ihsân üzeredirler. Onlar, Allah’ı görüyormuş gibi hareekt ederler, doğru olanı yaparlar.

Peygamber (s.a.s.) ihsân’ı şu şekilde tanımlamıştır: “Allah’a, O’nu görüyormuşçasına ibâdet etmendir. Her ne kadar sen O’nu görmüyorsan bile O seni görüyor.” (Buhârî, İman 37) İhlâstan amaç, insana “Allah’ı görüyormuş gibi” yaşama bilinci kazandırmaktır. Bu bilinç üzere hareket edenler dünya ve ahirette mutlu, huzurlu yaşarlar. Samimiyetten yoksun olanlar mutlu, huzurlu olamazlar. “Allah’ın onlardan (ihlaslı/samimi Müslümanlardan) razı olması asıl baaşrı ve mutluluk budur.” Tevbe, 9/72) Hz Peygamber (s.a.s.) Şöyle dua ederdi: “Yâ Rabbi! Beni Sana karşı ihlâslı/samimi bir kul yap.” (Ebû Dâvud, Vitr 25) Ne mutlu ihlâslı/samimi olanlara!