29 Temmuz’da İngiltere’nin Southport kasabasında gerçekleştirilen bıçaklı saldırıda 6, 7 ve 9 yaşlarındaki 3 kız çocuğu öldürüldü. Bıçaklı saldırının ardından saldırganın Müslüman bir göçmen olduğu iddiasıyla İngiltere’deki aşırı sağcı gruplar sokaklara döküldü. Sosyal medyada yayılan dezenformasyon ve yanlış bilgiler ise islamofobiyi körükledi ve İngiltere’deki Müslümanlar hedef haline geldi. Anti- islam karşıtı eylemlerde bulunan protestocular, bölgede bulunan Southport Camii’ye zarar verdi.
MÜSLÜMANLARA KARŞI BİNLERCE SUÇ İŞLENDİ
Almanya merkezli araştırma merkezi Statista’nın elde ettiği verilere göre İngiltere ve Galler’de Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarının artış gösterdiği kaydedildi. 4 Temmuz’da yayınlanan raporda İngiltere’de 2017-2018 yılları arasında polis tarafından kaydedilen Müslümanlara karşı işlenen nefret suçları 2 bin 965 iken bu sayı 2021- 2022 yılında 3 bin 459’a yükseldi.
Aynı şekilde geçtiğimiz yıl İngiltere’de Müslümanlara karşı işlenen nefret suçu sayısı ise 3 bin 400 oldu.
İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre ise 2023 yılında dini gruplara yönelik saldırılarda nefret suçlarının 10’da 4’ü (yüzde 44’ü) Müslümanlara yönelik işlendi. İngiltere’de ise yaklaşık 4 milyon Müslümanın yaşadığı belirtiliyor.
MUHALİF SİYASETÇİLER DE ORTAK OLDU
İngiltere’de Muhafazakar Parti’nin muhalefete düşmesiyle beraber muhalif birçok siyasetçi ırkçı ve islamofobik söylemleri beraberinde getirdi.
Henüz İngiltere’yi yeni yönetmeye başlayan İngiltere Başbakanı Keir Starmer’in partisi hem sokak olayları hem de muhalif siyasetçilerin söylemleriyle büyük bir sınav ile karşı karşıya kaldı.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden Doç. Dr Levent Ersin Orallı, İngiltere’deki sokak eylemlerini ve siyasetçiler arasında yayılan islamofobik söylemleri değerlendirdi.
SAĞ BLOKLAR BİR ARADA
İngiltere’de uzun yıllardan beri siyaseten iktidar pozisyonunda olan muhafazakâr partinin iktidardan düşmesini değerlendiren Orallı, sokak hareketlerinin yaygınlaşması ile sol bloğu sıkıntıya sokacak şekilde sağ blokların bir araya geldiğini ifade etti.
EKONOMİK KRİZ
İngiltere’deki hatalı göç politikalarına değinen Orallı, “Sistemin bireyleri entegre etmekten uzak yaklaşımı ve özellikle pandemi döneminden sonra yaşanan ekonomik kriz, resesyon ihtimalini bile doğuran istihdam politikaları İngiltere’de göç ve göçmen sorununu bir kere daha anılmasını ve açık bir şekilde özellikle 18-30 yaş arasındaki İngilizlerin bundan rahatsızlık duymasını beraberinde getirdi” dedi.
GENÇLER ARASINDA RADİKAL SÖYLEM
Avrupa Birliği’nden (AB) üyelik sürecinden çıkışla birlikte yapı içerisinde muhafazakar birinin öne çıktığını ifade eden Orallı, “Ülkeye giren yabancıların ülkeden farklı bölgelere gönderilmesinin de önünün kapanması, Schengen süreci ile ilintili olarak İngiltere’nin doğrudan istihdam süreci ve serbest dolaşım bağlamında çok daha büyük kısıtlamalar içerisinde kalması ister istemez İngiltere’de özellikle gençler arasında radikal söylemlerin öne çıkmasını sağladı” dedi.
Orallı bu durumda İşçi Partisi’nin çok daha büyük çaplı sorunlar yaşayacağını, muhafazalar bloğun uzun yıllardan beri içerisinde bulunduğu merkez sağ ve liberal çizgiden uzaklaşarak radikal söylemleri barındıran aşırı sağ ile yakın bir çizgiye doğru evrilme noktasına geldiğini söyledi.
İNGİLİZ SİYASETİ RİSK ALTINDA
İngiliz siyaset anlayışında büyük gedikler açılabileceğini belirten Orallı, “İki partili sistemin sorgulanacağı yeni bir düzene doğru İngiliz siyaset anlayışını risk altında” şeklinde konuştu.
İşçi Partisi’nin büyük bir sınav ile karşı karşıya kaldığını aktaran Orallı, “Muhafazakar radikal ve sağ bloğun uzun yıllardan beri bastırdığı ve baskıladığı ırkçı söylemler özellikle bu yapının muhalefete düşmesiyle beraber çok daha büyük çaplı bir dalgayı beraberinde getirdi”dedi.
TÜRK VE İSLAM DÜŞMANLIĞI
İngiltere’de aşırı sağcı siyasetçilerin söylemleriyle zaman zaman Türk ve İslam düşmanlığının da artacağını vurgulayan Orallı, “İslam karşıtlığı üzerinden yürüyen ve bugün çok açık bir şekilde göç ve göçmen politikaları bağlamında nefret söylemini normalleştirmeye gayret eden batı dünyasının felsefi yaklaşımı özellikle İngiltere’de iktidarın da değişmesi ile beraber yeni bakanların ve yeni kabinenin henüz personele ve bürokrasiye hakim olamamasının da avantajı ile maalesef sokak olaylarına yansıdı” dedi.
İŞÇİ PARTİSİ SÖYLEMLERİN ÖNÜNE GEÇEBİLİR
Orallı, İngiltere’ de İşçi Partisi’nin özellikle 18-30 yaş arasındaki genç blokla çok daha yakın bir irtibat kurarak entegrasyon ve uyum söylemini çok daha güçlendirerek, bu alanla ilgili önemli bir koz oluşturarak ülkedeki İslam karşıtlığının önüne geçme ihtimalinin var olduğunu aktardı.
YASAL İŞLEMLER BAŞLATILMALI
Orallı, terörize olmuş gruplar noktasında çok önemli ve ağır yasal işlemler başlatılması gerektiğini aktararak, “Aksi takdirde uzun yıllar sonra iktidardayız bundan kaynaklı olarak ılımlı, olumlu yumuşak söylem geliştirelim şeklinde bir anlayışla İşçi Partisi’nin yola çıkması şüphesiz ülkedeki liberal söylemin de beraberinde aşırı ve radikal söylemler yan yana durmasına sebebiyet verecek” ifadelerini kullandı.
Bununla beraber Avrupa’da sağın yükselebileceğinden bahseden Orallı, önlenemez bir İslam düşmanlığının tüm Avrupa’ya yayılacağını ve sokak olaylarının özellikle Müslümanlar ile radikal söylem barındıran ırkçılar arasında yaygınlaşma riskini de barındıracağını ifade etti.