Elbette ordumuz karşısında hiçbir şansı olmayan imansız PKK’lılar tabanı yağlayıp kaçtılar ve kaçıyorlar. ABD ordusu da pılısını pırtısını toplayıp Suriye’den defolup gidiyor. Şimdi temizlik harekatı vaktidir.
Bundan sonra ise ortada sadece iki kuvvet kalacak. Bir tanesi halkın % 80’ini oluşturan fakat toprakların % 20’sine sahip Müslümanlar. Diğeri ise Rusya, İran, DAEŞ ve PKK’nın desteği ile % 80’lik bölgeye hakim fakat 20’lik bir azınlıktaki Nusayri Esed Yönetimi. Fakat bunların bertaraf edilmesi görece olarak öncekilere göre daha kolaydır. Zira bunlara hiçbir halk desteği kalmamıştır.
Rusya aşırı derecede pahalılaşan operasyonlar nedeni ile Suriye’den çekilmenin derdine düşmüştür. İran ise zaten ekonomik olarak perişan bir durumda. Dolayısı ile bunların karşımızda direnmeleri mümkün değildir. Lakin ellerinden geldiği kadar ayak sürterek Suriye’nin özgürleştirilmesine engel olmaya çalışacaklardır. Burası kesindir.
Fakat şunu unutmasınlar. Saff Suresi 8. Ayette mealen şöyle buyuruyor: “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır”. İşte bunu teyit eden bir olayı aktarayım. Bir binbaşımız anlatıyor:
“Operasyondayız, bir çocuk koşa koşa geldi. Arkasından dedesi ve nenesi çocuğu tutmaya çalışıyor. Fakat tutamıyorlar. Çocuk kollarını açmış bana koşuyordu. Önce sarıldı, dizlerimin üzerine çöküp sıkıca bende sarıldım. Heyecanla bir şeyler söylemeye başladı. Ellerini açıp “Muhammed” diyordu. Ben de tebessüm ediyordum ama çocuğu anlayamıyordum. Yine aynı cümleleri kuruyor gözlerinden yaş akıyordu. Çok mutlu görünüyordu. Aynı sözleri söyleyince yine anlamadım. Geriye dönüp askerlere seslendim: Bu çocuğun dilinden anlayan var mı? Dedim. Bir ses ben anlıyorum komutanım! dedi. Yanıma gelip çocukla konuştu. Çocuk ona heyecanla bir şeyler anlatıyor ve gözlerinden yaşlar akıyordu. Sonra Uzman asker Abdullah’ın da gözleri yaşardı. Komutanım! Çocuk; anne, babasını, ablasını ve iki abisini hava saldırısında kaybetmiş, sonra her gün dua etmiş. Bissürü dua ettim diyor. Hastaneden çıktıktan bir süre sonra da rüyasına Efendimiz Hz. Muhammed (asm), girmiş. Kapılarını çalmış ve ordumla geleceğim, sil göz yaşlarını! demiş. O gün bugündür çocuk hep bizi bekliyormuş”.
Komutana yapışan çocuk; “ne olur komutanım Efendimize söyle, çayımız ekmeğimiz var bize gelsin” Demiş. Ağlayarak benden istediği buymuş. Binbaşı da ay yıldızlı bayrağımızı çocuğa vermiş. İşte o zaman anlamış ki; “biz İslam’ın son umuduyuz. Evet, Yahya Kemal Beyatlı’nın dediği gibi biz de dua edip Rabbimize yalvarıyoruz:
Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yâ Rabbi / Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın / Galib et; çünkü bu son ordusudur İslâm’ın…