İslam Deccalı F. Gülen (2)

Bu konuda Bediüzzaman, Şualar isimli kitabında 8. Şuada bir haşiyesinde şöyle der “Hem de “İnnaA’tayna”nın sırrı kısmen tahakkuk etmiş.Çünki Süfyaniyetin dört rüknünden en kuvvetlisi ve dehşetlisi bütün bütün çekildi. Kabir altında azab çekiyor. Ve en büyüğü dahi alâkası bilfiil çekilmiş. Mason komitesinin mahkûmu ve âleti olup azabıyla meşguldür. Yalnız onun gölgesi hükmediyor. İleri tecavüz etmemekle beraber kısmen geriliyor. Bâki kalan iki şahıs ise, ellerinden gelse tamire çalışacaklar”.
İşte burada geçen ifadelerden İslam Deccalının bir komite olduğu ve manevi bir şahsiyeti olduğu gibi büyükbaşları olduğunu anlayabiliyoruz. Bunlardan 4 tanesi meşhurdur ve ilk üçü hakkında hadislerden yola çıkarak kesin hüküm vermek mümkündür. Sonra zuhur edecek olan 4. Rükün yani büyükbaş için bir çok yazı kaleme alınmış çeşitli iddialar ortaya atılmıştır. Bediüzzaman ilk üçü hakkında açık ve ismen belirttiği halde Süfyaniyetin dördüncü rüknü hakkında isim vermemiş meçhul bırakmıştır. Çünkü bu ileri karakoldan tam yüz sene sonra zuhur edeceğini Kuran ve hadislerden yola çıkarak keşfetmiştir. 
Bu konuda bazı hocalar, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Diyanet Reisi Mehmet Rıfat Börekçi’yi nazara vererek Süfyaniyetin dördüncü rüknü olabileceğini söylemiştir. Bunun dışında Celal Bayar içinde benzer değerlendirmeler yapılmıştır. Fakat bu şahıslar Bediüzzaman’ın yaşadığı aynı dönemde bulunmuşlardır. Diğer üçü gibi isimleri açıkça zikredilmemiştir. Demek ki aynı zamanda yaşamayacaklardır.
Öldüğü 1941 yılına kadar Diyanet reisliği görevinde bulunan Börekçi, tek parti rejiminin dine karşı uyguladığı baskının bir aracı olmuş ve yapılan tahribatta mühim bir mevki edinmiştir. Dördüncü rüknün ulemadan olması konusunda Deccal’ın özelliğine sahip olsa da (diğer üç şahıs asker kökenlidir) ülkemize ve dinimize yapılan tahribat konusunda F. Gülen ile karşılaştırılınca Börekçinin o zata göre çok masum kaldığı anlaşılmaktadır. Zira aşağıda geçen Risale-i Nur metinleri incelendiği takdirde hocalarımızın bu konuda yanılmış olacağını düşünülmektedir. Elbette her şeyin en doğrusunu Allah bilir. Burada sorulan sorular üzerine bu metinlerden sadece bir kaç tanesi arz edilmiştir.