Müslümanın hanesi bir İslam yuvasıdır. İslam yuvası Müslümanın hane-i saadetiyle birlikte yeniden can bulur ve yeniden ihya edilir. Birlik ve beraberliğin sonunda gelen dirlikle İslam yükselir. Ta ki kıyamete kadar.
Bu ihya hareketine düşman olanlar var, elleriyle ve dilleriyle engel olmaya çalışanlarda. Müslüman dışı her unsur İslam’ın yeniden dünyaya hükmetmesinden endişeli ve İslam’ın nurunu söndürmeye çalışıyorlar.
Bize düşen görev ise, İslam’ın nurunu önce kalplerimizde yeşertmek sonra evlerimizde yaşatmak. Daha çok parlatmak. Aydınlık yarınlar inşa etmek. Geleceğe daha umut dolu ve yaşanabilir bir hayat bırakmak.
Bencil davranmak değildir Müslümanlık. Yavrusunun, evladının geleceğini düşünür. Onlar için çabalar ve didinir. Yürüdüğü yolun kenarlarına döktüğü taşlar, yarınlar için diktiği fidanlar geleceğe umutla bakmakla müşerref olunmaktır. Bugünü değil, yarını düşünmekte gerekir.
Bu İslam hamurunda senin de bir emeğin olsun. Her müslüman bu durumdan sorumludur. Her koyun kendi bacağından asılır yanlış bir düşüncedir. Müslüman din kardeşinin hayat akıbetinden de sorumludur.
Bu çorbada senin de tuzun olsun. İlim öğrensin diye çocuğunu eğitim için gönderdiğinde ona insanlığa fayda verecek, insanlığı için hareket etmesi gerektiği aşılanmalı. Yoksa bencil, enaniyetin vücud bulmuş ve kötü huylu birinin topluma faydasından çok zararı dokunacağı aklın kestirdiği neticelerdir.
Benim burada ne sorumluluğum var deme. Taşın altına sende elini koy. Çevrene bir bak. Her şey mi doğru? Hiç mi bir şeyler yanlış gitmiyor? Rayında gitmeyen neler var? Şurası düzeltilmesi gerekir? Burası çok mu yanlış? Dediğin illaki bir durum olmuştur.
Beni ne etkim olabilir diye düşünme. En küçükten en büyüğüne sorunlarla mücadele etmek zaferin geleceği kaçınılmazdır. Nasıl ki günahlar toz bulutu gibi birikip dağ misali oluyor. İşte aynı manada yağmur taneleri kadar iyilikler okyanus olup koca dağları yutacaktır.
Damla olup neye etkim olur diye hayıflanma. Yağmur birike birike göl olur, çehresini dallandırıp budaklandırır. Hayat verir. Can olur çevresine. Yemyeşil bir alan ile nefes olur tüm canlıya.
İslam terbiyesi ile terbiyelenmek lazım gelir. Ölçü her zaman ve her yerde gerekli bir durumdur. Ölçülü olmakla birlikte sınırımızın olması da gerekir. Nerede durmamız gerektiğini ve nerede daha çok koşmamız gerektiğini de idrak edip bilmemiz gerekir.
Her anlam, alanda ve her boyutta Allah’ın boyası ile boyanmak için mücadele etmeliyiz. Boş bir uğraş için zaman tüketmek akıl sahiplerinin işi değildir.