İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, düzenlediği basın toplantısında, Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail'e karşı açılan davaya müdahil olma kararı aldıklarını söyledi.
"Bu, bizim haftalardır düşündüğümüz, diğer ülkelerin zaten attığı, diğerlerinin de atacağını açıkladığı bir adımdı." diyen Albares, "İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonun devamı ışığında bu kararı aldık. Hedefimiz, Gazze'ye ve Orta Doğu'ya barışın geri gelmesi ve uluslararası hukuka bağlılıkla bağlantılı iki yönlüdür" ifadesini kullandı.
"BARIŞIN GAZZE'YE VE TÜM ORTA DOĞU'YA ULAŞMASI ÖNCELİKTİR"
UAD'nin "Refah'a silahlı saldırıların durdurulması kararına rağmen İsrail'in hala saldırılarını sürdürdüğünü" vurgulayan Albares, İspanya'nın attığı bugünkü adımın "mahkemenin ihtiyati tedbirlerine destek vermeye yönelik olduğunun" altını çizdi.
İsrail'in soykırım yapıp yapmadığına UAD'nin karar vereceğini kaydeden İspanyol Bakan, "İspanya'nın yaptığı şey suçun kendisine hükmetmek değil, bu mahkemenin görevidir" dedi.
Albares, "Barışın Gazze'ye ve tüm Orta Doğu'ya ulaşması önceliktir. UAD'nin aldığı kararların uygulanması tüm taraflar için zorunludur. Biz bu davaya bunun için müdahil olma kararı aldık. Aynı zamanda uluslararası hukukun uygulanmasına yönelik verdiğimiz sözden dolayı. Bu şekilde, Birleşmiş Milletleri güçlendirmek ve sistemin en büyük kurumu olan Mahkeme'yi destekleme kararı aldık. Refah'a yönelik saldırılar hemen sona ermeli, insani yardımların girişini önlemeye yönelik engeller kaldırılmalı ve insan yaşamına ait yapıların yıkımı durdurulmalıdır. Buradan bir kez daha acil ateşkes ilan edilmesi, rehinelerin şartsız ve hemen serbest bırakılması çağrımızı yapıyorum" diye devam etti.
İspanya olarak, ABD Başkanı Joe Biden'ın Mısır ve Katar ile sunduğu barış planına destek verdiklerini ifade eden Albares, "hedeflerinin sadece savaşı sonlandırmak ve İsrailliler ve Filistinlilerin barış ve güvenliği için tek garanti olarak gördükleri iki devletli çözümün uygulanması yolunda ilerlemek olduğunu" dedi.
Albares ayrıca Filistin devletini tanımalarının ardından, İsrail tarafından gelen saldırılar sonucunda İrlanda ve Norveçli mevkidaşlarıyla İsrail'e karşı "ortak bir tepki" vereceklerini belirterek "Bu haksız ve asılsız saldırılar azaldı ama durumu değerlendiriyoruz. Gerilimi körüklemek veya provokasyona düşmek istemiyoruz" dedi.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez de Filistin devletinin tanınmasına ilişkin bu sabah yaptığı açıklamasında, İspanya'nın, "Ukrayna'da olduğu gibi Filistin'de de uluslararası insan haklarına saygı ve uluslararası hukuka uygunluğu" savunduğunu ifade etmişti.
"Filistin devletinin tanınması sadece, Filistin halkının meşru talebi olan tarihi bir adaletin yerine getirilmesi değildir, aynı zamanda hepimizin istediği barışın sağlanması için de bir adımdır." ifadesini kullanan Sanchez, "İspanya, bu şekilde Filistin'i dünyada tanıyan 140'tan fazla ülkenin yanına eklenecek. Filistin'in tanınması tarihi bir karar ve tek hedefi İsrail ve Filistin arasındaki barışın sağlanmasına katkı sağlamaktır” dedi.
Sanchez, Filistin devletinin tanınmasının "uygulanabilir" olması gerektiğinin altını çizdi ve "Gazze ve Batı Şeria aynı Filistin yönetimi altında, aralarında bir koridorla birleşmeli ve Doğu Kudüs başkenti olmalıdır. Filistin ulusal yönetimi altında birleşmelidir" ifadesinde bulundu.
İSRAİL'İN GAZZE'Yİ İŞGALİNDE 7 EKİM SONRASI
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 243 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.
İsrail ordusunun son 24 saatte Gazze'nin çeşitli bölgelerinde 4 "katliam" gerçekleştirdiği, söz konusu saldırılarda 36 Filistinlinin daha yaşamını yitirdiği, 115 Filistinlinin yaralandığı belirtildi.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 36 bin 586'ya, yaralı sayısının 83 bin 74'e yükseldiği kaydedildi.
Açıklamada ayrıca hâlâ enkaz altında ve yol kenarlarında cesetlerin bulunduğu ancak sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlilerinin cenazelere ulaşamadığı yinelendi.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail'in Gazze Şeridi'nde 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden saldırılarının neden olduğu büyük yıkımın, Gazze'de "yaşama uygun olmayan bir ortam meydana getirdiği" denildi.
Gerçekleşen saldırılar sonucu yaklaşık 65 kanalizasyon pompasının durmasına ve yaklaşık 70 kilometre kanalizasyonun tahrip olmasına neden oldu.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 293’ü karadan işgal sürecinde olmak üzere 644 askerinin öldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım 2023'te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani ara"da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı.
Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 525 Filistinli vefat etti.