Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti, İsrail'in Negev Cezaevi'ndeki Filistinlilerin maruz kaldığı kötü koşulları aktardı. Heyet, Filistin’li tutukluların İsrail cezaevlerinde uyuz hastalığının yanı sıra açlık, darp, tıbbi ihmale maruz kaldığını bildirdi.
Esirler Heyeti tarafından Negev Cezaevinde tutulan Filistinlilerden bazılarının avukatlarıyla yapılan görüşme sonrası, Filistinlilerin hapishanede maruz kaldığı insanlık dışı muameleye ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada İsrail’in Negev Cezaevinde Filistinliler aleyhinde boğucu kısıtlama ve intikam politikası izlediği belirtildi. “Yaşayanlar mezarlığı" olarak nitelendirilen Negev Cezaevi'nde, Filistinli tutukluların kasten baskı altına alındığı, işkence edildiği ve yaşamın en temel ihtiyaçlarından mahrum bırakıldığı da açıklamada kaydedildi
Cezaevinde pek çok tutuklunun yaralandığı öte yandan Filistinli tutuklularda uyuz başta olmak üzere bulaşıcı hastalıkların ortaya çıktığı, ayrıca çoğunun ciddi miktarda kilo kaybettiği de kaydedildi.
FİLİSTİNLİ TUTUKLULAR İŞKENCE GÖRÜYOR
Filistinli tutukluların tıbbi ihmalin yanı sıra açlık, kasıtlı şekilde hakaret ve aşağılama nedeniyle kendilerini sürekli zayıf hissettikleri de ifade edildi. Diğer yandan, hastaların dahi işkence gördüğü ve ilaç mahrumiyetinden muaf tutulmadığı vurgulandı.
Açıklamada, cezaevinden tutulan Filistinlilerden bazılarının avukatlarına aktardığı ifadeleri de yer aldı.
"TEDAVİ TALEBİNDE BULUNDUM, SONUÇ ALAMADIM"
Kusay Husays adında 20 yaşındaki Filistinli gencin, avukatına, "Uyuz hastalığına yakalandım, sağlık durumum ağır, cezaevi idaresine onlarca kere tedavi talebinde bulundum, fakat sonuç alamadım." dediği kaydedildi.
Husays, bu şikayetler nedeniyle günlerdir uyuyamadığını, aynı hücreyi paylaştığı diğer 10 kişinin de uyuz hastalığına yakalandığını, bazılarının bedeninden kan ve irin aktığını ifade etti.
DARP SONUCU KABURGALARI KIRILDI
Ramallah'ın Arura beldesinden, 2023 Kasım'dan bu yana cezaevinde tutulan Filistinli Eymen Mahmud Atşan (29) ise ağır darp sonucu kaburgalarının kırıldığı ve ağrıdığını, başkalarının yardımı olmaksızın hareket edemediğini, yatağından bile kalkamadığını belirtti.
12 Kasım'dan bu yana cezaevinde tutulan Mücahit Ebu Iz (30) da uyuz hastalığına yakalandığını kaydetti.
Nablus'tan Hilal Şahsir (31) ise cezaevinde "El-Keyter" olarak isimlendirilen özel güçlerin saldırısında başından yaralandığını; bu durumun bedensel ve ruhsal sağlığını kötüleştirdiğini, konsantrasyonunu olumsuz etkilediğini, sağlık takibinde olması gerektiğini fakat cezaevi idaresinin durumunu görmezden geldiğini bildirdi.
"ÖLDÜRME VE YAVAŞ ÖLÜM POLİTİKASI"
Esirler Heyeti, Filistinlilerin cezaevinde gördüğü kötü muameleye ilişkin, "İsrail hapishanelerinde tutulan erkek ve kadınların hayatından tamamen İsrailli yetkililer ile cezaevi idaresinin sorumlu olduğunu" açıkladı.
Heyet, uluslararası toplumun kurumlarına, insan hakları kurumlarına, Uluslararası Kızıl Haç Komitesine, "İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinlilerin yanında yer almaları, bu sistematik suçları ve hapishanelerinde binlerce kişi aleyhinde yürüttüğü doğrudan öldürme ve yavaş ölüm politikasını durdurmak için üzerlerine düşen rolü ve görevi yerine getirmeleri" çağrısı yaptı.