Hizbullah bir süre önce İsrail’in Hayfa kenti üzerinde stratejik noktaları görüntülediği bir video yayınladı. Keşif İHA’sı kullanılarak hava sahasında radarlara yakalanmadan yapılan bu çekimler, esasında Hizbullah’ın İsrail’in değerli hedeflerini yok edebileceğine dair bir gözdağı mesajıydı. Peki Hizbullah neden bu mesajı vermek durumunda kaldı? Çünkü iki taraf arasında topyekûn bir savaş ihtimali gittikçe artmış durumda.
7 Ekim’den bu güne devam eden çatışmalar adım adım tırmanırken özellikle İsrail tarafında, Netanyahu üzerinde Hizbullah’a karşı bir savaş başlatması adına büyük bir baskı var. Özellikle son haftalarda Hizbullah’ın artan kamikaze İHA ve füze saldırıları İsrail ordusuna kayıplar verdirtirken orman yangınlarına da sebep olmaya başladı. Ülkenin Lübnan sınırında yaşayan 100 binden fazla İsrailli yerleşimci hâlâ kamplarda yaşarken ülkedeki aşırı sağcı-dinci radikal gruplar Netanyahu’ya topyekûn savaş açması için baskı yapıyor.
İsrail ordusunda da bu yönde hazırlıklar olduğu gözlemleniyor. Ordunun rezerv askerleri daha fazla silah altına almak için süreç başlatması; ABD’den Hizbullah’ın elinde olduğu düşünülen binlerce sofistike füze ve kamikaze İHA’lara karşı kullanılabilecek özel Hava Savunma Sistemleri (HSS) getirtmeye çalışması önemli emareler. Kısa Menzilli Hava Savunma Radarları ve Sistemleri’nin İsrail'e olası "Acil Durum Transferi" konusunda Raytheon/RTX ile istişare hâlinde olduğu bilgisini de bir kenara not etmek gerekir. İsrail’in elindeki Demir Kubbe (Iron Dome) sistemlerinin Hizbullah’ın füze ve İHA/SİHA’ları için yeterince etkili olmadıkları görülüyor.
Yine son olarak İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz "Hizbullah ve Lübnan'a karşı oyunun kurallarını değiştirmeye karar vereceğimiz ana çok yakınız." açıklamasında bulunurken İsrail medyasına düşen bir diğer haberde ise İsrail Ordusu Kuzey Komutanlığı Başkanı Tümgeneral Ori Gordin ve Operasyonlar Direktörlüğü Başkanı Tümgeneral Oded Basyuk'un, Lübnan savaş planlarını onayladıkları bildirildi.
Netanyahu aslında 7 Ekim’den bugüne, zaman zaman kırmızı çizgileri aşarak Hizbullah hatta İran ile bir savaşa girmek için çok çaba sarf etti. Burada asıl amacı ABD’yi bu savaşa dâhil etmekti ancak seçimlerin yaklaştığı bir dönemde Biden yönetiminin bu maceraya girmek istememesi Netanyahu’ya geri adım attırmıştı. Şimdi şartların yeniden değiştiği görülüyor. Hizbullah’ın artan saldırıları İsrail’i angajman kurallarını değiştirmeye zorluyor. ABD’nin pozisyonu ise aynı. ABD Başkanı Joe Biden'ın kıdemli danışmanı Amos Hochstein, Tel Aviv ve Beyrut arasında mekik diplomasisi ile olası bir savaşı önleme çabasında. Ancak sahadaki gelişmeler aksi yönde ilerliyor. İsrail’in kuzey cephesindeki hedefi, Hizbullah’ın Litani Nehri’nin kuzeyine doğru geri çekilmesini sağlamak (ki bu bölgenin güneyindeki havza 1982-2000 yılları arasında İsrail’in işgali altındaydı). İsrail ordusu burada bir tampon bölge oluşturmak istiyor ancak Hizbullah’ın asimetrik bir güç olarak yıllarca böyle bir savaşa hazırlandığı, elinde on binlerce sofistike füze ve kamikaze sistem olduğunu unutmamak gerekiyor. İsrail’in Gazze’de hâlâ Hamas direnişini kıramadığı bir denklemde kuzeyde de başarılı olabilmesi pek mümkün görünmüyor.