ABD Başkanı Donald Trump, dün Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile düzenlediği ortak basın toplantısında Gazze için radikal bir plan açıkladı. Trump, "Oraya sahip olacağız." diyerek, Gazze’nin ABD kontrolüne alınacağını söyledi.
Trump'ın planına göre:
📌 Gazze “moloz yığını” olarak tanımlandı ve bölgedeki 1,8 milyon insanın Mısır ve Ürdün’e yerleştirilmesi gerektiği belirtildi.
📌 Gazzelilerin bölgeyi terk etmek dışında bir alternatifi olmadığı iddia edildi.
📌 ABD'nin bölgeyi kontrol ederek yeniden inşa edeceği duyuruldu.
Bu açıklamalar, İsrail hükümeti içinde büyük yankı uyandırdı. İsrail Başbakanı Netanyahu, Trump’ı “İsrail’in Beyaz Saray’daki en büyük dostu” olarak nitelendirerek, bu plandan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
İSRAİL SAVUNMA BAKANI: ORDUNUN PLANI HAZIRLANIYOR
Trump’ın açıklamasının ardından İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, İsrail ordusuna Filistinlilerin Gazze’den “gönüllü olarak ayrılmasına” izin verecek bir plan hazırlanması için talimat verdi.
📌 Kara, deniz ve hava yoluyla tahliye seçenekleri değerlendirilecek.
📌 Tahliyelerin gönüllü olması gerektiği vurgulandı.
Katz, "Başkan Trump’ın cesur planını memnuniyetle karşılıyorum" diyerek, bu adımın İsrail'in güvenliği için önemli olduğunu söyledi.
İSRAİL: ‘GAZZE'YE KARŞI OLAN ÜLKELER FİLİSTİNLİLERİ KABUL ETMELİ’
Katz, Filistinli göçmenleri hangi ülkelerin kabul edeceğiyle ilgili tartışmalara da değindi. “İsrail’in Gazze’deki operasyonlarına karşı çıkan ülkeler bu insanları kabul etmek zorunda” dedi.
📌 İspanya, İrlanda, Norveç ve diğer ülkeleri işaret ederek, "Bizi eleştiren ülkeler Gazze halkını topraklarına almak zorunda" ifadelerini kullandı.
İSRAİL’İN HEDEFİ: ‘SİLAHSIZLANDIRILMIŞ BİR GAZZE’
İsrail’in planında yalnızca tahliye değil, Hamas sonrası “silahsızlandırılmış bir Gazze” oluşturmak da var.
📌 İsrail, bölgenin askerden arındırılması ve yeni bir yönetim kurulmasını istiyor.
📌 Bu sürecin uzun yıllar alacağı belirtiliyor.
Ancak Filistinli gruplar ve uluslararası kamuoyu bu plana büyük tepki gösteriyor. Trump’ın açıklamaları sonrası Orta Doğu’da tansiyon daha da yükseldi.