Bu saldırılar, Gazze'deki insanların zaten sınırlı olan su kaynaklarına daha da büyük bir tehdit oluşturuyor. Nuseyrat Mülteci Kampı gibi yoğun nüfuslu bölgelerde su, temel bir yaşam ihtiyacıdır ve bu kuyuların yok edilmesi, insanların günlük hayatlarını sürdürmelerini zorlaştırıyor.
SAVAŞ SUÇLARINA BİR YENİSİ DAHA EKLEDİ!
İsrail'in bu saldırıları, sadece maddi zararlarla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde sivil halkı hedef almasıyla da insan hakları ihlali olarak kabul edilmelidir. Savaş sırasında su tesislerinin hedef alınması, savaş suçları kapsamına girebilir ve bu tür eylemler uluslararası toplum tarafından kınanmalıdır.
Gazze'deki su kuyularının yeniden inşası ve bölgenin su altyapısının güçlendirilmesi için acil bir çaba gerekiyor. Bu, sadece Gazze'deki insanların temel yaşam koşullarını iyileştirmekle kalmayacak, aynı zamanda bölgede barış ve istikrarın sağlanmasına da katkıda bulunacaktır.
İsrail'in Gazze'deki su kuyularına yönelik saldırıları, insanlık dışı bir eylemdir ve uluslararası toplumun bu tür eylemlere karşı net bir şekilde tavır alması gerekmektedir. Su, yaşamın kaynağıdır ve bu temel hakkın ihlal edilmesine sessiz kalmak kabul edilemez.
