Kapıda beklemeye saat 6 da başladılar

Bangır bangır açız diye söylenenlere sesleniyorum. Bedava en lüks telefonu mu veriyolar sana da deli gibi kapılara saldırıp izdiham yaratıyorsun. Telefon on beş bin mi neymiş de onüçbine veriyolarmış vay be çok indirim varmış, almazsan uykuların kaçar ölürsün, yemeğinden çocuğunun rızkından kes de gir sabahın altısında kuyruğa. Bir de yalan konuş orda burda açım diye. Bu insanları bu kadar aç gözlü ve riyakar gördüğümde sıra dayağına çekesim geliyor. Kadınlar tencere tavalara saldırıyor, erkeklerde artık ne bulursa. İnsanmıyız biz neyiz soruyorum kendi kendime. Bir de birbirlerini ittirmekten yerlere yapıştılar. Ey kurban olduğum Rabbim akıl dağıtırken bunlar neredeydi acaba. Hadi yiyecek içecek alırken bunların olmasına katlanırım da son model tencere tavaya, telefona, lüks marka ayakkabıya, çantaya yapılınca katlanamıyorum. Valla ben kafamı hiçbir alışveriş merkezine sokamıyorum şu pahalılık baş gösterdiğinden beri. En ucuza nerde sebze meyve bulurum evimin ihtiyacını nasıl gideririm onun derdindeyim. Maşallah bizim millet de son model telefonun peşinde yazık diyorum başka da bir şey demiyorum. Geçenlerde de aynı şey oldu lüks mağazalardan biri indirim yapmış sözde, kasaların kuyruğu kapılardan dışarı taşmış. İçerisi pazar yeri montlar kazaklar hava da uçuşuyor. Bu ne çelişkidir anlayamadım gitti, bin lira olan kazak dokuzyüze düşmüş. İndirime bak okuma yazmam olmasa anlayamayacağım. Ve buna rağmen reyonlar boşalmış, nasıl oluyor bu kadar parayı nerden buluyorsunuz çok meraktayım. Bir ben de mi yok para diyorum,  market market gezinir oldum en uygun hangisi satıyor diye. Siz de önce ben alacağım telefonu diye kavga içindesiniz. Hem de bilmem kaç bin lira. Allahım aklımı koru. Caddelerde gezinirken kafelerin restorantların  içine bakıyorum ağzına kadar dolu. Orda verdiğin parayı sokakta mı buldun hele bu zamanda. Bir akşam yemeğinde verdiğin parayla evinin haftalık erzağını alırsın akıllım. Bir çay olmuş kaç para otur evinde iç. Bir çaya verdiğin para bir paket çay fiyatının üçte birine tekabül ediyor artık, bilmem farkındamısın. Yok yok bende var bir gariplik hesap yapmaktan ay sonunu düşünmekten kafayı yedim. Siz için kahveleri çayları kafelerde. Ben evimde içeceğim. Benim bütçem ancak bunu karşılıyor.   Hiçte gocunmuyorum ne yapayım devir bu devir herşey yüzde bilmem kaç zamlandı. Ayağımızı yorganımıza göre uzatmak zorundayız. Sonra ordan burdan borç isteyip borçla borcumuzu kapatmak zorunda kalırız. Düşüncelerine tercüman olduğum çok kişi olduğunu düşünüyorum kanımca onlar da benim kadar şaşkın. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu bir yandan pahalılık almış başını gitmişken bir yandan da kandırmaca indirimlerden deli gibi faydalanmak isteyen insan sürüsü. Benim beyin hücrelerime karşısınız sizin düşünce yapınızdan epey bir uzağım. Dosthane bir nasihat size bu dönemde öyle paraları saçacak kadar bonkör olmaya gerek yok. Bu sene de gardrobunu yenilemeyiver neyine yetmiyor onca aldıkların. Göz hakkına giriyorsun haberin olsun. Kiralar dünya parası olmuş insanlar ev bulamazken oturmaya, senin yaptığına bak sonra ahlanıp vahlanma numaradan. Kızgınım sizin gibilere son zamanlarda benim gözümde nezaketten uzak görünüyorsunuz, sırası değil bence pahalı zevklerin. Saçma zamları hatırlatmak istemiyorum. Buna rağmen hala fuzuli harcamalar yapabiliyorsanız paranız çok harcayacak yer bulamıyorsunuz derim. Haddi aştımsa affedin, onca muhtaç durumda olanlar varken bu alışveriş çılgınlığının zamanı olmadığını düşünüyorum. Bu pahalılık umarım çoğumuzun borç batağına girmesini kolaylaştırmaz. Tedbirli olmak zorundayız,  ayrıca gereksiz zam yapan çakalları sevindirmeye gerek yok. Hele bir düzelse şu ekonomi her istediğimizi alacağız hala umudumu kaybetmedim. Belki o zaman istediğimiz her yerde bol bol kahve içeriz. Bol bol yer midemizi kebapla, lahmacunla doldururuz. En güzel kıyafetleri alır salına salına gezeriz. Umut işte, umudun olduğu yerde hayat devam ediyor demektir. Bol liralara kavuşacağımız günlerde gelir elbet, o zaman bizler de harcarız siz de bakarsınız kim bilir...