Kapitalizm Sonrası Dönem Kitabı

İnsanın yaşam serüveninde ortaya çıkan dönemler üzerinde durularak birbirinden farklı sosyal yaşam biçimleri üç bölümde ele alınmıştır. Bu devirlerden birincisine “Vahşet ve Bedeviyet Devri”, ikincisine “Köleci ve Sömürgeci Toplum” ve üçüncü olarak da tezin adını verdiği “Malikiyet ve Serbestiyet Devri” denilmiştir. Köleci ve sömürgeci toplum düzeni ki; bu devir üç bölümde ele alınmıştır. Birincisi basit kölelik devri, ikincisi bir çeşit esaret içindeki feodal sömürü dönemi ve üçüncüsü ise kapitalizm adı verilen ücretli sistem, şeklinde tanımlanarak incelenmiştir. Tekâmül süreci içinde olan insanın yaşadığı bu dönemler ele alındığında toplumsal formasyonun en gelişmiş düzeyi olarak “Malikiyet ve Serbestlik Devri” olduğu tezi ileri sürülmüştür. Mülkiyet haklarının önem kazandığı ve her konuda tam bir özgürlüğün yaşanacağı bu dönemde; mülkiyet, sahip olma ve hürriyet kavramları üzerinde yoğunlaşılarak orijinal bir bakış açısı geliştirmeye çalışılmıştır. Fukuyama; “Tarihin Sonu ve Son İnsan” başlıklı çalışmasında kapitalizmin zaferini ilan ederek Batı medeniyetinin üstünlüğünü ispatladığını zannetmişti. İnsanların büyük bir kısmının sömürü ve baskı altında tutulduğu ve gelir dağılımının büyük ölçüde bozulduğu bir dönemi “insanlığın ulaştığı son seviye” olarak görmek, Fukuyama ve onu destekleyen dünya görüşünün büyük bir ayıbıdır. İşte bu kitap ile birlikte Batı dünyasının zirve dediği son dönemin ciddi bir eleştirisi yapılmış ve bu dönemden sonra yaşanılması gereken daha başka devirlerin söz konusu olduğu ele alınmıştır. İnsanların büyük bir çoğunluğunu aşağılayan ve ırkçı bir anlayış ile sunulan “medeniyetler çatışması” adı altındaki çatışmacı düşünceye de ciddi eleştiriler getirilmektedir. İnsanlık; en nihayetinde dünyanın en büyük ve en güzel değişimlerinin yaşandığı Asr- Saadet dönemi ile zirveye ulaşmıştır. İnsanların en şereflisi Hazreti Muhammed Aleyhissalatü Vesselam’ın dönemine beşer ulaşamaz ve erişemez. Lakin bu dönemde yaşanan güzelliklere yakınlaşabilir. İşte saadet asrının özellikleri ele alınmış ve insanlığın bu dönemden alacağı önemli derslerin olduğu ifade edilmiştir. Kitabın diğer önemli bir konusu da “Kayıtdışılık” olarak değerlendirilmiş ve bunun ülkelere yüklediği maliyetler göz önüne alınarak mülkiyet sisteminin önemi vurgulanmıştır. Ülke ve devletlerin kalkınmasında gerekli sonucun elde edilmesi için yıllarca süren araştırma ve incelemelerden yararlanılmış olup ortaya çıkan sermaye ve mülkiyet sorunları ele alınmıştır. Bu sayede gelecekte daha fazla önem kazanacağı düşünülen mülkiyet ile ilgili kavramların yanı sıra yeni bir dönemin ana parametreleri tespit edilmiştir, vesselam…