Gökhan Erek / Özel Haber
7 Ekim 2023, 2007’den beri İsrail’in yoğun ablukası altında yaşayan 2 milyon 200 bin Filistinli için kötü bir milat olarak tarihe geçti. İsrail’in, 2-3-4 yıllık aralarla saldırıp alt ve üst yapıyı yok ettiği, gıda, su ve tıbbi malzemenin girişine sınır koyduğu ve yavaş yavaş ölüme terk ettiği Gazze’de çıkış yolu arayan direniş grupları, çareyi intihar saldırısında buldu. Kassam Tugayları, belki de sürecin sonunda kendi sonunu da hazırlayan 7 Ekim saldırısı ile Gazzelilerin çok ağır bedeller ödediği acı günlerin kapısını araladı.
203 GÜN GERİDE KALDI
Kassam Tugayları’nın saldırısına jet hızıyla ve çok sert cevap veren İsrail, geride kalan 203 günün sonunda, 34 bin sivili öldürdü. 203 gün içerisinde 'insani mola' adı altında esir takası yapılsa da tarafların masaya taviz vermeden oturması sebebiyle kalıcı bir ateşkes konusunda ilerleme kaydedilemedi.
HAYYE NE DEMEK İSTEDİ?
Gazze’deki duruma ve ateşkes sürecine ilişkin en net açıklamalardan biri Hamas’ın müzakere heyeti başkanı Halil el Hayye’den geldi. AP’ye konuşan Hayye, Hamas'ın egemen bir Filistin Devleti'nin kurulması halinde en az beş yıllık bir ateşkese hazır olduklarını ve Hamas ile El Fetih’in birleşmesi durumunda ise Kassam Tugayları'nı lağvetmeye hazır olduğunu açıkladı.
SÖYLEM DEĞİŞİKLİĞİ Mİ?
El Hayye’nin dile getirdiği ifadeler, Hamas’ın 2017'de açıkladığı siyaset belgesi ile çelişmese de medya tarafından “Hamas silah bırakmaya hazır” şeklinde duyuruldu.
Peki, Hamas gerçekten silah bırakacak mı? Bunun için öncelikle el-Hayye’nin açıklamasındaki satır arası ifadelere bakmakta fayda var. El Hayye AP’ye verdiği röportajda, 1967 sınırları içerisinde, Batı Şeria ve Gazze’de tam egemen bir Filistin Devleti şartını ileri sürdü.
DİRENİŞ DEĞİL ORDU
El Hayye, “Bağımsız Filistin devleti” şartını “en az beş yıllık bir ateşkes” şartı olarak ortaya koyuyor. El Hayye’nin açıklamasına göre, Kassam Tugayları’nın lağvedilmesi şartı ise Hamas-El Fetih birleşmesine bağlı. Bağımsız bir devletin bir de ulusal ordusu olacağı gerçeği düşünüldüğünde, açıklamaya göre Kassam Tugayları, söz konusu Filistin Devleti’nde ulusal orduya dönüşecek.
ZAMANLAMASI MANİDAR
El Hayye’nin açıklamasındaki bir diğer dikkat çeken nokta ise”1967” vurgusu. Zira “1967 sınırları” demek İsrail’in Kudüs’ün doğusundan çekilip, “Tapınak Tepesi” olarak kabul ettikleri Mescid-i Aksa üzerindeki hak iddiasından vazgeçmesi demek. El Hayye’nin açıklamalarını değerlendiren Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şuay Nilhan Açıkalın da bu noktaya parmak bastı. Hamas’ın ateşkes şartlarını zorladığını belirten Doç Dr. Açıkalın, açıklamanın “Refah’a saldırı hazırlığının” konuşulduğu bu dönemde geldiğini vurguladı.
Doç. Dr. Şuay Nilhan Açıkalın
HAMAS ATEŞKESE YAKIN
Hamas’ın, Gazze’de seçilmiş bir siyasi parti olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Açıkalın, “Hayye’nin silah bırakıp siyasi parti olarak yollarına devam edecekleri bir sürece geçeceklerini ifade etmesi oldukça önemli. Tabii bu aynı zamanda Hamas'ın bir şekilde hala ateşkese yakın olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’NİN TEZLERİ DOĞRULANDI
Doç. Dr. Açıkalın, Hayye’nin açıklamasının, Türkiye'nin aslında 7 Ekim sonrasında daha somut ifade ettiği “Önce ateşkes sonra barış süreci ortaya konmalı” yaklaşımının da ne kadar doğru olduğunu gösteren bir açıklama olduğunun altını çizdi.
İSRAİL SICAK BAKMAZ
İsrail Yönetimi’nin, Hayye’nin açıklamalarını olumlu karşılamayacağını dile getiren Doç. Dr. Açıkalın, “İsrail, keşke böyle bir yaklaşım içerisinde olsa ama tüm mesele dönüp dolaşıyor yeniden ateşkes ve barış görüşmeleri meselesine geliyor.” ifadelerine yer verdi.
ABD’NİN ÇAĞRILARINA BİLE CEVAP VERMİYOR
Doç. Dr. Açıkalın, İsrail’in, geçtiğimiz haftalar içerisinde Amerika'nın bile bazı çağrılarına cevap vermediğini, bölgede “İki Devletli Çözüm” veya barış süreci düşünmediklerini dünya kamuoyuyla paylaştıklarını da sözlerine ekledi.
İSRAİL’İN NİHAİ HEDEFİ NE?
İsrail’in, Filistin konusundaki tutumunun çok şaşırtıcı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Açıkalın, “Çünkü İsrail’in, nihai hedefi işgal ettiği Filistin topraklarında İki Devletli Çözüm ya da herhangi bir yöntemle barış sağlamak değil.” ifadelerini kullandı.
FİLİSTİNSİZ VE MÜSLÜMANSIZ BİR BÖLGE İÇİN UĞRAŞIYOR
Doç. Dr. Açıkalın, İsrail’in tamamen Filistinsiz, Müslümansız bir bölge açmak için uğraştığını hatırlatarak sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “İsrail, çok daha rahat bir şekilde kalan alanları elde edip, Kudüs’ün kontrolünü de ele geçirmek istiyor. Bu bağlamda İsrail'in Hayye’nin yaptığı açıklamaya olumlu bir yaklaşım sergilemesi çok gerçekçi gözükmüyor.”