TRT Haber Dış Haberler Muhabiri Ferhat Tutkal, İsrail'in Lübnan stratejisinde nasıl tıkandığını kaleme aldı.

...

Lübnan'da, İsrail ile Hizbullah arasında Ekim 2023'te başlayan çatışma 17 Eylül 2024'te yeni bir aşamaya geçti. İsrail'in, Hizbullah'ın kullandığı binlerce elektronik cihazı patlatmasıyla başlayan süreç, hareketin lideri Hasan Nasrallah dahil olmak üzere üst düzey yöneticilerin öldürülmesiyle devam etti. Bu saldırılarla Hizbullah'ın çözüleceğini düşünen İsrail, 1 Ekim'de Lübnan topraklarında bir kara operasyonu başlattı. Ancak operasyon beklendiği gibi sonuçlanmadı.

İsrail, kara harekatında başarılı olmak bir yana, Lübnan'da ciddi kayıplar verdi. Geçen yıldan itibaren yaşadığı savaş yorgunluğuyla birleşen son kayıplar, İsrail'in Lübnan'dan çekilmeyi düşünmesine yol açtı.

İSRAİL SAHADA İLERLEYEMİYOR

İsrail, Lübnan'da sürpriz saldırılar, üst düzey komutanlara yönelik suikastlar ve eylülün ortasından itibaren kurduğu hava hakimiyeti sayesinde Hizbullah'a karşı üstünlük sağladı. Ancak bu durum İsrail'i Lübnan'a karadan girme konusunda yanılttı. Örgütün lider kadrosunu ortadan kaldırdıktan sonra Hizbullah cephelerinde çözülme bekleyen İsrail, sahada güçlü bir direnişle karşılaştı.

İsrail, Lübnan'ın güneyinde kara harekatını sürdürürken kayıpları da önemli ölçüde artıyor. İsrail Ordu Radyosu, yüksek kayıplar nedeniyle geçtiğimiz ayı "kara ekim" olarak adlandırdı. İsrail'in ana hedefi Hizbullah'ı Litani Nehri'nin kuzeyine iterek sınırlarını güvence altına almaktı, [1] ancak bu hedefine hala çok uzak. Sınırdan yaklaşık sadece 6 kilometre uzaklıktaki Khiam kasabasının dış mahalleleri şu anda İsrail güçlerinin Lübnan'da ilerleyebildiği en derin noktadır.

Hizbullah da işgal sırasında İsrail'i füze ve insansız hava araçlarıyla vurmaya devam etti. Hizbullah'ın İsrail topraklarına yönelik devam eden saldırıları Tel Aviv'in işgal için öne sürdüğü en önemli bahanelerden birinin altını boşa çıkarmış oldu. İsrail, kara harekatının yerinden edilen insanların İsrail'in kuzey sınırındaki evlerine dönebilmeleri için gerekli olduğunu iddia etmişti. Ancak Hizbullah'ın geri saldırılarıyla birlikte kuzeydekilerin geri dönmesi bir yana, savaş çok daha iç bölgelere taşındı. Bunun ardından İsrail şüpheli kara harekatını örtbas etmek için kasaba ve şehirlere yönelik günlük hava saldırılarının sayısını artırdı.

SAVAŞ İSRAİL'İ HER ALANDA ZORLUYOR

Savaşın yükü altında ezilen İsrail, 7 Ekim 2023'ten bu yana askeri sorunlarla boğuşuyor ve Lübnan'a yönelik kara harekatını sona erdirmeye hazırlanıyor. Tel Aviv sadece uluslararası baskılarla değil, aynı zamanda iç siyasi çalkantılarla da uğraşıyor. Savaşın ekonomik yükü de İsrail'in karşısına bir başka sıkıntı olarak çıkıyor.

İsrail Lübnan'ın güneyine saldırdı! İki sağlık görevlisi hayatını kaybetti İsrail Lübnan'ın güneyine saldırdı! İki sağlık görevlisi hayatını kaybetti

İsrail'in Lübnan'a kara harekatı düzenlemesinin ardından üzerindeki uluslararası baskı önemli ölçüde arttı. Gazze'deki katliama yeterince tepki göstermeyen pek çok Batılı ülke, Lübnan'daki gerilimi tırmandırıcı tutumu nedeniyle İsrail'e baskı yaptı. Örneğin Fransa, bölgesel gerilimi önlemek için İsrail'e silah satışının yasaklanması çağrısında bulundu. Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü'ne (UNIFIL) yönelik saldırılarıyla İsrail, kendisini uluslararası alanda zor bir duruma soktu. 

Gazze ve Güney Lübnan'da her gün askeri kayıplar veren İsrail, operasyonlarını da ağır bedeller ödeyerek yürütüyor. Ana muhalefet lideri Yair Lapid'e göre savaşın başlamasından bu yana İsrail 890'dan fazla askerini kaybetti ve 11 bin İsrail askeri de yaralandı. Ayrıca yüzlerce askeri araç saldırılarda tahrip edildi ya da hasar gördü.

Askeri kayıplar ve gergin siyasi ortamın yanı sıra Binyamin Netanyahu hükümetinin önündeki en büyük zorluklardan biri de ülke ekonomisinin durumu. İsrail'in askeri harcamaları artarken ekonomik büyüme hızı yavaşlıyor. Savaşın İsrail'e maliyeti, İsrail'in Lübnan'daki kara saldırısı dahil edilmeden bile 67 milyar dolardan fazladır.

Netanyahu hükümeti iç politika açısından zor bir durumda. Hükümet rehine krizinin çözülmesi ve ateşkese varılması talepleriyle köşeye sıkışmış durumda. Kısacası, İsrail Başbakanı Netanyahu sadece 7 Ekim'deki başarısızlık nedeniyle değil, aynı zamanda İsrailli rehinelerle yeterince ilgilenmediği ve siyasi çıkarları için ateşkesi kasıtlı olarak baltaladığı gerekçesiyle de baskı altında.

[Ferhat Tutkal, TRT Haber'in Dış Haberler masasında muhabir ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinde (ASBÜ) Orta Doğu Çalışmaları alanında doktora öğrencisidir.]

Kaynak: AA