Kerem’in mirası Yunus

Türk futbolunun performansları ve formlarıyla parlayan yıldızları Kerem Aktürkoğlu ve Yunus Akgün. Aslında her şey Kerem’in transferiyle başladı: “Ayrılıklar da sevdaya dahildir.”

Kerem ve Galatasaray adına çok iyi bir ayrılık olduğunu düşünüyorum. Kerem her maç kendini yeniden ispat çabasında hissediyordu. Erzincanspor’dan geldiği günden beri sürekli gelişen özellikleri, durma noktasına gelmişti. Aldığı kararla yeni bir meydan okuyuşa başladı ve bunu da Benfica’daki ilk haftalarında, hepimizi gururlandırarak yaptı. Galatasaray taraftarı da Kerem’in performansından memnun olmalı; ‘keşke kalsaydı’, ‘şöyle olsaydı’yı bırakmalı ve her fırsatta alkışlamalı eski oyuncusunu. Nihat Kahveci nasıl ki Beşiktaş’ı aşıp bütün ülkenin gururu olduysa, Arda Turan’ın Barcelona’ya uzanan kariyeriyle tüm ülke gurur duyduysa Kerem için de bunun olacağını düşünüyorum. Kerem giderken geride acabası zengin olan bir oyuncu bıraktı ardında. Bu oyuncu altyapıdan yetişen Yunus Akgün’den başkası değil.

Şansı bu kez iyi değerlendirdi.

Adana Demirspor’daki başarısı sonrası “Galatasaray kanat oyuncusunu buldu.” yorumları yapıldı. İlk senesinde şans da buldu Yunus ama doğru zaman olmadığı anlaşıldı. Yetenek olarak eksiği olmasa da son kararı vermede biraz problem yaşadı, fiziksel olarak da üst seviyede değildi. İkince senesinde kanatlara yapılan yıldız transferleriyle kiralama fikrine gidildi. Bence onun adına çok iyi bir karar olan Leicester’da hem oyununu geliştirdi hem de fiziğini sağlamlaştırdı. Bu yıl elbette acabalar yine vardı. Kadroda Zaha, Ziyech, Tete, Kerem ve Barış Alper forma rekabeti için hazırdı. Önce Tete sonra Zaha ve son olarak da Kerem takımdan gitti. Ziyech’in sakatlığı, Sallai’nin hazır olmayışıyla bütün sis perdeleri ortadan kalktı ve Yunus bir kere daha şans buldu. Galatasaray’daki son şansı olduğunu herkes gibi o da biliyordu. Dağılan sislerin arasından ışıklarını saçmaya başladı, formayı kaptı. Haâlâ önünde çok yolu var, yaşadığı başarısızlıkları ve tecrübeleri unutmazsa ışıkları güneşe çevirebilir. Tekniği her zaman çok iyiydi ama şu anki top kontrolü elit seviyeye ulaşmış durumda, savunmaya geldiğinde hamlesi kısıtlıydı. Onu da çok iyi geliştirmiş. Fiziksel olarak da ayağı yere daha sağlam basan, yıkılmayan bir oyuncuyu izliyoruz maçlarda. Bence başarıları devam edecek ve onu da Avrupa’da gururla izleyeceğiz.

Yunus sadece kendi adına oynamıyor

Galatasaray altyapısının altın nesli olarak tanımlanan 2000 doğumlular takımından sadece Yunus ve Ozan Kabak kendini gösterebildi. Millî takımlarda İngiltere’yi, Fransa’yı, İspanya’yı dize getiren bu nesli, maalesef geliştiremedi Türk futbolu. O takımın yıldızlarından Recep Gül’ün iki yıl önceki röportajında, o zamanki altyapı sorumlusu Emrah Bayraktar’la ilgili sözleri her zaman aklımda. “Bizden hiçbir şey olamayacağını söyledi.” demişti. Güveni kırılan oyunculara da biz sahip çıkamadık. O yüzden Yunus, attığı her golde ve asistte sadece kendisi için oynamıyor. Atalay Babacan, Recep Gül, Abdulsamed Karnuçu, Emirhan Civelek ve diğer kendini gösteremeyen arkadaşları için de oyunuyor.