Silopi’de maden işçilerini taşıyan konvoya roketli saldırdı düzenlendi. İlk gelen haberlere göre ölü ve yaralılar var. İlk açıklamaya göre sınır ötesinden gelen birilerinin husumet sebebi ile yaptığı bir iş. Ancak bölgeyi bilenler bilir, böyle roketatar vs.’nin girdiği işlerde mutlaka bir yerlerden PKK kokusu da yükselir. Zaten malum, bu konularda PKK’nın kendi sicili de hayli kabarık.
PKK, Kürdistan İşçi Partisi’nin kısa adı. Laflarına bakarsan Apo tarafından Kürtleri ve işçileri kurtarmak için kurulmuş bir örgüt. Ama örgütün tarihi tam tersini söylüyor…
Dünya üzerinde PKK kadar Kürt ve işçi öldürmüş bir başka yapı yok. Silopi’de de ölenler yine işçi ve yine Kürt.
PKK’nın sivil ayağındakiler, örgütü eleştirenlere “Kürt düşmanı” veya “caş” (hain) yaftası yapıştırmakta pek mahirdirler. Sebebi, Kürtlerin asıl düşmanını, çocuk ve işçi katili PKK’yı gizlemektir.
ABD’nin, Avrupa’nın PKK’yı bu kadar sevmesinin sebebi de budur. Trilyon verseler Kürtlere bu kadar düşman bir yapı daha bulamazlar.
Kürt’ün canına, malına, çoluk çocuğuna en büyük tehdit PKK’dan gelir. PKK, diğer terör örgütleri gibi bir korku ve yıldırma mekanizmasıdır. Kürtler, PKK’nın olmadığı yerde daha güvende olduklarını bilirler. PKK, Kürt’ü kendi toprağından sürme hareketidir. Çoluk çocuğunu örgüte kaptırmamak için kaçıp büyük şehirlere gelen ailelerin haddi hesabı yoktur.
ASIL KAYYIM PKK
Bu eylemin PKK eylemi olmaması PKK’nın pusuda beklediği gerçeğini değiştirmiyor. Bunun için olayın dikkatle incelenmesi lazım. Çünkü PKK’nın yerel seçim sonuçlarından cesaret bulduğunu, DEM Partili belediyelerde tuhaf işler döndüğünü biliyoruz.
Geçtiğimiz haftalarda konuştuğumuz eski Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, “PKK, DEM’li belediyelere kayyım atadı. Belediyeleri başkanlar yönetmiyor, PKK’nın atadığı beş kişilik komite yönetiyor.” demişti. Sayan’a göre partiden istifa etmek isteyen belediye başkanları var ama örgütten korktukları için harekete geçemiyorlar.
Sayan, bölgeyi ve örgütü çok iyi tanıyan biri. Bu son terör eylemini Sayan’ın sözleri ile birleştirin… Sandığımızdan daha büyük bir tehlike ile karşı karşıya olabiliriz. Hendek ihaneti döneminde teröristlerin belediyeleri nasıl kullandığını gördük. Bugün de benzer bir işe kalkışabilirler.
Üstelik bu sefer olayların İstanbul, İzmir, Mersin gibi büyük kentlere sıçrama ihtimali de olur. CHP sağ olsun, DEM Parti’nin adaylarını belediye meclislerine hatta belediye başkanlıklarına kadar taşıdı. Atatürk posteri sallaya sallaya kent yönetimine PKK sempatizanları yerleştirdi.
KENT KONSEYİNDE PROVOKASYON
Sancaktepe kent konseyinde yaşananlar olayın vardığı acayip boyutu gözler önüne seriyor. DEM Parti yöneticisi olduğunu öğrendiğimiz bir şahıs söz alıyor ve Kürtçe konuşmaya başlıyor.
Kürtçe konuşmak yasak da değil, ayıp da değil. Ancak şöyle bir sorun var: Salonda Kürtçe-Türkçe tercüman yok, kimse adamın ne dediğini anlamıyor, CHP’li Belediye Başkanı Alper Yeğin de bir şey anlamıyor ama anlıyormuş gibi yapıp kafasını sallıyor.
Adam sözü uzatınca bir başka CHP’li “Provokasyon yapıyorsun, yeter artık, kısa kes!” diye çıkışıyor. Yeğin’in korumalarından biri de bu CHP’liye müdahale etmeye kalkıyor…. Başkan’ın uyarısı ile duruyor.
Kürtçe konuşan kişinin aksanından Türkçe’yi de gayet iyi bildiği anlaşılıyor. Söyledikleri de “Sancaktepe’nin adını Kürtçe yapalım.” falan gibi ipe sapa gelmez laflar. Bana kalırsa Başkan o anda durumu iyi idare ediyor ama sonuçta sırf kışkırtma için yapıldığı belli olan bu olaya dair zahmet edip iki çift söz söylemiyor…
En tuhaf olanı ise MHP Sancaktepe İlçe Başkanı Arzu Karaalioğlu dışında hiçbir siyasetçiden bu konuya tepki gelmemesi…