Kurtulmuş, “Güvenlik Konseyinde arkasını dayıya yaslayan herkes dünyanın her yerinde istediği zulmü işlemektedir. Filistin’de insanların evlerini başlarına yıktıkları bir ortamda yaşıyoruz. İsrail kendini herkesten üstün gören anlayışla vuruyor, öldürüyor, kesiyor. Bebekleri bile katlediyor, bundan zevk alıyor, keyif duyuyor. Aslında bunları konuşurken utanıyoruz, sözün bittiği yerdeyiz” diye konuştu.
"DÜNYA BÜYÜK KRİZLERLE ÇALKALANIYOR"
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen 43. İl Müftüleri İstişare Toplantısı, turizm bölgesi Kundu’da bulunan Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Antalya Eğitim ve Sosyal Tesisi'nde gerçekleştirdi. Programda katılımcılara seslenen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, uzunca bir süredir dünyanın fevkalade krizlerle çalkalandığına dikkat çekerek, bu krizlerden yakın dönemde kurtulmanın mümkün görünmediğini belirtti.
Ekonomik, siyasi krizlerin dünyanın sadece bir bölgesini değil tamamını kuşattığı, bütün insanları etkilediği ortak sorunlar haline geldiğini belirten Kurtulmuş, “Dünyanın büyük problemler yaşadığını hepimiz görüyoruz, İslam dünyası olarak dünyanın en stratejik noktasında 2 milyar nüfusuyla, dünyanın çizisi çıktığı gibi İslam dünyasında da birliğin beraberliğin olmadığı ve bu kadar büyük imkanlara rağmen her turlu yoksulluğun, geri kalmışlığın hüküm surmuş olduğu bir İslam dünyasına yaşıyoruz. Dünyada nelerin olup bittiğini çok iyi sorgulamak, sağlam bir muhasebe yapmak, yeni bir sözü nasıl ortaya koyabiliriz diye çalışırken, iğnenin ucunu da kendimize batırmamız ve fevkalade ciddi bir şekilde tartışmamız gerekir” dedi.
"BATI DÜNYASININ DESTEĞİNİ GÖRMÜYORUZ, DUYMUYORUZ"
İsrail’in Filistin’de yaptıklarını katliam olarak tanımlayan Kurtulmuş, “Başta Amerika olmak üzere batı dünyasının vermiş olduğu destek, “Görmüyoruz, duymuyoruz, biz anlamıyoruz, siz ne isterseniz onu yapabilirsiniz” diyerek büyük bir askeri güçle ‘evinizi başınıza yıkarız’ sözü var ya, insanların evlerini başlarına yıktıkları bir ortamda yaşıyoruz. Hiç şüphesiz İsrail’in büyük bir askeri gücü ve arkasında Amerika ve batı var. Dünyanın bütün finans kuruluşları İsrail emrinde. İsrail’in en büyük gücü, İslam dünyasının çaresizliği ve dağınıklığıdır. Her şeyden herkesten önce öz eleştiri yapması gereken bizleriz, en iyi şekilde muhasebe yaparak hem bu süreçlerde hem de bu krizlerden kurtulmaya muvaffak oluruz” açıklamasına yer verdi.
"DÜNYANIN BUGÜN EN BÜYÜK SORUNU DÜNYEVİLEŞTİRME"
Dünyanın yaşadığı bazı temel sorunlara değinen Kurtulmuş, “Dünyanın bugün en önemli sorunun dünyevileşme olduğunu söylememiz gerekir. Bu Müslüman topluluklarının da en önemli sorunlarından birisidir. Bugün batı dünyasının en önemli sorunlardan birisi budur. Sadece haz, menfaat, zenginlik, üzerine odaklanmış bir dünya anlayışı var. Dünyevileşme bu kadar hızlı devam ettiği sürece kulaklarını hakka hakikate, insafa ve vicdanı olana tıkadıkları aşikardır. Bugün en önemli sorunlarımızdan birisi de bireyselleşmedir. Herkesin tek düze bir gündem içerisinde meşgul edildiği dünyada; insana kendi ekseninde dar bir alan bırakılmış, insanoğlu bireyselleşmenin zirvesini yaşamaktadır. İnsan sosyal bir varlıktır, korkunç bir bireyselleşme sureci yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
"BİZ DÜNYANIN BİRİNCİ SINIF İNSANLARIYIZ"
Kurtulmuş konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şu anda dünya toplumlarını hemen tamamını içten içe sarsan bir başka mesele ise insanlar arası ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, hiyerarşi, ırkçılık ve özellikle son yıllarda gelişen İslam düşmanlığıdır. Bunların hepsi aynı kapıdan geçer ve aynı kapıya girerler. ‘Biz üstünüz, diğerleri ikinci sınıftır, biz Afrika ve Asya’yı bütün dünyayı zenginlikleri bize layıktır diğerlerine layık değildir.’ İşte bugün hem yabancı düşmanlığının hem dünyayı bugün büyük bir hastalıkla karşı karşıya bırakan Siyonist yayılmacılığının temelinde yatan budur: ‘Biz dünyanın birinci sınıf insanlarıyız.’ Gerçekten böyle görüyorlar, savaş olmada böyle görüyorlar. Avrupa’nın ve batının genlerinde bu vardır, yoksa dünyanın hakimi ve üstün ırkları olduğuna inanmasalar ne işleri vardı bunların? Asırlardır Asya ve Afrika’yı sömürdüler. İnsanların üzerine karabasan gibi çöktüler. İslam düşmanlığının temelinde bu yatmaktadır. Bu insan ayrımcılığına ortak bir mücadelenin yapılması kaçınılmazdır. Bütün bunların sonucu olarak ortaya çıkan sorunlardan birisi de açlık ve kıtlıktır. Bir asır evvel Afrika’da açlık ve kıtlık yoktu. Ne oldu da dünya bu hale geldi? Yine aynı zihniyet, modern batı zihniyeti dünyayı bu seviyeye getirdi.”
“ÜÇÜNCÜ BÜYÜK SAVAŞIN AYAK SESLERİNİN GELMEKTE OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ”
Küresel ölçekte iç çatışmaların hüküm sürdüğü bir dönem yaşandığını sözlerine ekleyen Kurtulmuş, “Bir karamsarlık olsun diye söylemiyorum, ama alametlerini üst üste koyduğumuz zaman üçüncü büyük savaşın ayak seslerinin gelmekte olduğunu görüyoruz. Son 25 yıllık süreç içerisinde çok büyük gerilimlerin, krizlerin ve kaosların içerisindeyiz. Çünkü 1945-1990 arasında önce birinci ve ikinci savaş, önce askeri olarak başladı, savaşlar bittikten sonra ekonomik ve siyasi olarak devam etti. İkinci dünya savaşı savaşlar susturulmuş olmasına rağmen savaş ve gerilim sona ermediği için 45 yıl soğuk savaş hüküm surdu. Rusya’nın çözülmesinden sonra, bu kadar zamanda bir sistem kurulmadığı için bu kadar savaş görüyoruz. Dünyanın bu büyük çatışmalardan kurtulması için yeni bir sese ve soluğa ihtiyaç var” dedi.