Kurtuluş Savaşı yerine Milli Mücadele demek gerekiyor (1)

Türk milleti tarihin hiçbir döneminde esir olmamıştır. Özellikle Müslüman olduktan sonra hükmettiği topraklarda İslam’ın bayraktarlığını yapmıştır. Haçlı ve Moğol istilalarında bu İslam düşmanı ordulara çok ağır darbeler vurarak bağımsız kalmayı başarabilmiştir.

Milli Marşımızdaki şu sözler bizim gerçek durumumuzu yansıtmaktadır:

“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım./ Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! / Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım; /Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.”

Şimdi kalkıp böylesine şeref ve gururla dolu bir geçmişi olan bir toplum; kıçı kırık Yunan’a karşı “Kurtuluş Savaşını Kazandık” diyebilir mi? Kurtuluş Savaşı gibi sözler kahraman Türk milletine karşı yapılmış büyük bir haksızlıktır.

Her aklı başında Türk gibi ben de “Kurtuluş Savaşı” sözünü kabul etmiyorum. Eğer Yunanlılara karşı yaptığımız savaşlara bir isim vermek gerekiyor ise bunun adı “Milli Mücadele” veya “Türk-Yunan Savaşı” olmalıdır.

Neredeyse bütün illerimizde “kurtuluş günü” düzenlenip Türk milletini küçük düşürecek törenler yapılmaktadır. Özellikle bazı yağcı ve dalkavuk insanlar; bir kurtarıcı meydana getirmek için “Kurtuluş” sözcüğünü kullanarak, çaktırmadan bu cesur ve kahraman millet ile alay etmektedirler.

Ermeni, Rum ve Yahudiler, bir Türk padişahından kurtuldukları için bağımsızlık günü kutlanmasını isteyebilirler. Fakat Anadolu’yu biz Türklere yurt ve vatan yapan Osmanlı hanedanı ve kahraman ecdadımıza karşı “kurtuluş” kelimesini kullanmak ayıptır, günahtır. Bu söz Müslümanları sırtından vurup kalleşlik yapan gayrimüslim azınlıklara yakışmaktadır. Türklere yakışmaz.

Biz “İstiklal Savaşımızı sadece Yunan’a karşı yapmadık, İngiliz, Fransız, ve Ermenilerle de savaştık” diyenler çıkacaktır. Evet, Sütçü İmam ve Arslan Bey liderliğinde Fransızlarla Maraş, Urfa ve Antep şehirlerinde kahramanca savaşıp bu başörtüsü düşmanlarını topraklarımızdan attık. Kazım Karabekir ve Halit Paşa’nın komutasında katliam yapan Ermenileri bozguna uğrattık. Ethem Bey ile birlikte bazı Kuvai Milliye askerleri küçük de olsa İngiliz askerleri ile çatışmaya girerek bu vatanda kalamayacaklarını gösterdik.

Mondros Mütarekesi gereğince topraklarımıza girmelerine müsaade ettiğimiz bu devletler ülkemizi tam manası ile işgal edememişlerdir. Zira birkaç tabur askerle işgal mi olur? Bunlara karşı “Kurtuluş Savaşı” yaptık sözü pek de anlamlı değildir.

Eğer İngilizlerden bağımsızlığını kazanan ABD gibi olsaydık “Kurtuluş Savaşı” denilmesinde bir sakınca olmazdı. Nitekim bir çeşit köle durumundaki Amerikan kolonileri 1756-1763 yılları arasında İngiltere’nin Avusturya, Fransa ve Rusya ittifakıyla yaptığı savaşlardan (Yedi Yıl Savaşları) yararlanarak, bağımsızlığını ilan etmiştir.

Savaşlar İngiliz maliyesi üzerinde ciddi bir yük oluşturmuştu. İngiltere malî yükünü gidermek amacıyla yeni vergiler koymuş fakat Amerika’daki bu kolonilerin tepkisiyle karşılaşmıştı. Çay ihracatına gelen yüksek ek vergiyle koloniler, 18. yüzyıl ortalarından beri hazır oldukları bağımsızlık mücadelesini hayata geçirdiler. Savaşın başlarında George Washington, Thomas Jefferson tarafından kaleme alınan ve özgürlük isteklerini dile getiren Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’ni yayınladı (4 Temmuz 1776). Sonradan 4 Temmuz günü ABD bağımsızlık günü olarak kabul edilmiştir.