Altı yıl süren savaş sonunda, George Washington komutasındaki koloni güçleri tarafından yenilgiye uğratılan İngiltere; geri çekilmiş ve 1783 yılında Paris antlaşmasıyla 13 koloninin bağımsızlığını kabul etmiştir. Bağımsızlıklarını ilan eden koloniler, içişlerinde serbest eyaletlerden oluşan Amerika Birleşik Devletleri’ni kurdular (1787). 1789’da Anayasanın tamamlanıp onaylanmasıyla yeni bir ulus ve Amerikan üst kimliği doğmuştur. İşte “Kurtuluş Savaşı” ifadesi Amerikalılara yakışmaktadır. Fakat “ben ezelden beri hür yaşadım hür yaşarım” diyen Türkler için geçerli değildir ve olamaz.
Mondros Mütareke şartlarına uymayan İngiliz, Fransız, Yunan ve İtalyan güçleri Osmanlı Padişahı Halife Vahdettin’i adeta esir almışlardı. Erzurum, Sivas ve birçok vilayetimizde toplanan Kuva-i Milliye teşkilatları Halifeyi kurtarmak ve mütareke şartlarını bozan bu devletlere karşı milli bir mücadele kararı almışlardır.
İşte Milli Mücadele bu şartlar altında başlamış ve özellikle Yunanlılara karşı yapılan iki yıllık bir savaştan sonra Anadolu bu İslam düşmanı askerlerden temizlenmiştir. Kahraman ordumuz ve şanlı Türk milleti, zafer heyecanını daha tatmadan sürprizlerle karşılaşmış kendine kurtarıcı namını veren tek parti saltanatına boyun eğmiştir.
Ey Türk Kardeşim!
Sakın Rum, Yahudi ve Ermeni dönmesi olduğu halde bu vatanı ben kurtardım diyerek yıllarca ensemizde boza pişiren kişilere inanmayınız. Bunlar soyadı kanununu kullanarak geçmişteki gayrimüslim izlerini silmişler ve sahte Türk adlarını kullanarak biz Türkleri aldatmışlardır.
Biz Türkler tarihin hiçbir döneminde esir olmadık. Daima düşmanı esir ettik. Nerede kaldı “kurtuluş” veya “istiklal” savaşı. Haçlı ve Moğol saldırılarında dahi esir olmadık. Bilakis esir olan Müslüman topluluklara cihangirliğimizle örnek olarak Anadolu topraklarından hepsini temizledik.
Son yıllarda Selçuklu Sultanı Alp Arslan, Ertuğrul Gazi, Sultan Osman Gazi gibi yiğit Türk komutanlarının cengaverlik hikayeleri; dizi film şeklinde ortaya konuluyor. Türklerin boyunduruk altına alınamadığını çeşitli senaryolarla film şeklinde göstermeye çalışan gayretli insanlar var. Yaptıkları bu güzel çalışmalar dünyanın her yerinde hayranlıkla Türklerin tarihin derinliklerinden gelen hürriyet ve özgürlük aşklarını bütün dünyaya ispatlamış durumdadır.
O halde gayrimüslim azınlıkların biz Türkleri daha fazla aşağılamasına müsaade etmemek için kahraman ecdadımıza yapılan hakaretlere bir son vermek zorundayız. Aksi takdirde ecdadımızı kötüleyerek bizleri şanlı geçmişimizden koparmaya çalışan fena insanların tuzağına düşmüş oluruz, vesselam…