GÜNDEM

Kurtuluş Savaşı'nda özgürlüğün destanını yazan kadınlar

Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında büyük rol oynayan Türk kadınları, cephede ve cephe gerisinde verdikleri mücadeleyle 30 Ağustos Zaferi'nin seyrini etkiledi. Kara Fatma, Halide Edip, Şerife Bacı, Asker Saime gibi cesur kadınlar, bağımsızlık mücadelesinin kahramanları olarak tarihe geçti...

Yurt tehlike altındaysa bu milletin her bir ferdi kanlarının son damlasına kadar savaşmak için her yolu dener. Kurtuluş Savaşı, sadece cephede savaşan askerlerin değil, aynı zamanda Anadolu'nun cesur kadınlarının da mücadelesiyle kazanılmış bir zaferdir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "O ulvi, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadınları" sözleriyle övdüğü Türk kadını, bağımsızlık mücadelesinin her aşamasında önemli roller üstlenmiştir. Bu kadınlar, cephede, cephe gerisinde ve lojistik destek sağlama konusunda büyük fedakârlıklar yapmış, zaferin kazanılmasında belirleyici bir etkileri ile her daim rahmet ve özlemle anılıyor. Sizler için Kurtuluş Savaşı'nda yer alan en ünlü 10 kadını araştırdık.

KURTULUŞ SAVAŞI'NIN DESTAN YAZAN KADINLARI

Kara Fatma (Fatma Seher Erden): Erzurumlu Kara Fatma, cephede erkeklerle omuz omuza savaşarak, milli mücadelenin simgelerinden biri haline gelmiştir. Gönüllü olarak katıldığı cephede düşman kuvvetlerine karşı sayısız başarı elde etmiş ve bir kadın milis kuvveti komutanı olmuştur.

Halide Edip Adıvar: Savaş yıllarında yazılarıyla ve konuşmalarıyla halkı bilinçlendiren Halide Edip, aynı zamanda Batı Cephesi'nde cephe gerisinde de aktif rol almış, halkın moralini yüksek tutmak için büyük çaba göstermiştir.

Şerife Bacı: İnebolu'da mühimmat taşırken donarak şehit olan Şerife Bacı, fedakârlığın ve cesaretin sembolü olarak anılmaktadır. Onun sayesinde cepheye ulaştırılan mühimmat, zaferin kazanılmasında kritik bir rol oynamıştır.

Nezahat Onbaşı: 12 yaşında babasıyla birlikte cepheye katılan Nezahat Onbaşı, yaşına rağmen büyük cesaret göstererek savaşın en ön saflarında yer almış, hem askerleri hem de halkı motive etmiştir.

Gördesli Makbule: Ege Bölgesi'nde Yunan işgaline karşı verilen mücadelede aktif rol oynayan Gördesli Makbule, gerilla taktikleriyle düşmana ağır kayıplar verdirmiş, bağımsızlık mücadelesinin kahramanlarından biri olmuştur

Ayşe Çavuş (Ayşe Kız): Ayşe Çavuş, Kurtuluş Savaşı'nda aktif bir rol alarak cephede düşmana karşı savaşmış, Türk kadınlarının cesaret ve kararlılığını temsil etmiştir.

Tayyar Rahmiye: Adana'nın düşman işgalinden kurtarılmasında büyük rol oynayan Tayyar Rahmiye, kadınların da savaş meydanında neler yapabileceğini kanıtlamıştır.

Sabiha Gökçen: Türk Hava Kuvvetleri'nin ilk kadın savaş pilotu olan Sabiha Gökçen, henüz genç yaşında cesaretiyle gökyüzünde destan yazmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin savunmasında önemli bir rol oynamıştır.

Satı Kadın (Satı Çırpan): Satı Kadın, Kurtuluş Savaşı'nda cephe gerisinde yaptığı destek çalışmaları ve köylü kadınları örgütlemesiyle bilinir. Zaferden sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın milletvekillerinden biri olmuştur.

Asker Saime: Asker Saime, Kurtuluş Savaşı sırasında cephedeki askerlerin yanı başında yer alarak düşmana karşı savaşmış ve Türk kadınlarının savaşta da ne kadar etkili olabileceğini göstermiştir. Onun cesareti ve kararlılığı, Türk ordusuna moral ve güç kazandırmıştır.

Ve ismi bilinmeyen binlerce kahraman kadın...

Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı'nda kadınınlarımızla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, anadolu köylü kadınının üzerinde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını 'Ben anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte anadolu kadını kadar gayret gösterdim' diyemez.

Erkeklerimizin teşkil ettiği ordunun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. memleketin mevcudiyet vasıtalarını hazırlayan kadınlarımız olmuş ve kadınlarımız olmaktadır. kimse inkâr edemez ki, bu harpte ve ondan önceki harplerde, milletin hayat kabiliyetini tutan hep kadınlarımızdır.

Çift süren, tarlayı eken, ormandan odunu, keresteyi getiren, mahsulâtı pazara götürerek paraya çeviren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber sırtıyla, kağnısıyla, kucağındaki yavrusuyla yağmur demeyip, kış demeyip, sıcak demeyip cephenin mühimmatını taşıyan, hep onlar, hep o ulvi, o fedakâr, o ilahi anadolu kadınları olmuştur.

Dolayısıyla hepimiz bu büyük ruhlu, büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle ebediyen taziz ve takdis edelim.”