Lozan Büyük Bir Hezimettir

Kanal İstanbul güzergâhı ve inşaatı belli oldu. 2018 yılında ihalesi yapılarak ilk kazma vurulacak. Lozan’da kaybettiğimiz İstanbul ve Çanakkale Boğazlarındaki egemenlik haklarımızı bu sayede geri alma çabalarımızdan bir tanesi işte bu büyük projedir.
Yıllar önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Lozan hezimettir" sözleriyle başlayan tartışma bugün başka bir aşamaya geldi. Yakında Lozan’da yürütülen mücadelede nasıl tongaya düşürüldüğümüz belgeleri ile açıklanacak. İsmet İnönü ve onu yönlendiren Kamâl Atatürk’ün bu konuda yaptığı icraatlar masaya yatırılacak.
Neredeyse tüm şartları aleyhimizde olan ve Sevr anlaşması öne sürülerek “Ölümü gösterip sıtmaya razı olmaya” benzeyen bu anlaşma hakkında düşünmek gerekiyor. Yunan, Fransız ve Ermeni Savaşlarında başarılı olduğumuz ve zaferle çıktığımız halde nasıl oldu da Lozan’da büyük bir hezimetle karşılaştık? Bu sorunun cevabı çok can yakıcıdır. 
Batı Trakya, Musul-Kerkük, Kıbrıs, 12 Ada-Rodos, Boğazlar hepsi Lozan’da kaybedilmiştir. Sayılan bu yerlerin dışında da kayıplarımız vardır. Lakin hala sorun yaşadığımız bu bölgeleri dile getirelim. Tarihçiler ve özellikle de resmi tarih yazarları belki utanır da bunlar hakkında daha geniş bilgiler sunar.
Lozan hezimetine geçmeden önce niçin Hamidiye Kahramanı Rauf Bey değil de İsmet İnönü Türkiye’yi temsilen baş üye olarak bu konferansa katılmıştır? Bu sorunun cevabını verelim.
Rauf Orbay, İngilizceyi çok iyi konuşabilen, uluslararası ilişkileri iyi bilen, diplomasi uzmanı olduğu gibi Heyet-i Temsiliye Reisi Ünvanı (Yani Türkiye Başbakanı)  olan yurt dışında itibarlı bir insandı. Sadece Türkiye’de değil uluslararası kamuoyunda da takdir ediliyor başarıları dillere destan bir gemi komutanı olarak kendisinden söz ediliyordu. Konferansa gitmeye de talipti zira Mondros Mütarekesini imzaladığı için çok üzgün olup bu sayede yapılan haksızlığı önleyeceğini düşünüyor vatanına karşı kendini borçlu hissediyordu.
Fakat Meclis Başkanı Mustafa Kamal, Rauf Beyden rahatsızdı. Çünkü Rauf, kimsenin keyfi emirlerini dinlemiyor doğru bildiğinden asla şaşmıyordu. Buna mukabil İsmet İnönü, kendisinin verdiği her emri harfiyen uyguluyor ve sözünün dışına çıkmıyordu.
İngilizler, M. Kamâl ile anlaşmanın yolunu bulmuşlar öncelikle Halifeliğin kaldırılmasını istiyorlardı. Zira 1. Dünya Savaşında Hintli Müslümanlar, İngiliz Ordusunda Müslümanlarla savaşmamak için isyan çıkarmışlardı. Ne yapıp edip halifelik kaldırılmalıydı. Zaten Halifeliğin kaldırıldığı günün hemen ertesinde yani bir gün sonra İngiliz Meclisi Lozan Anlaşmasını onaylamıştı. 
Asıl mesele M. Kamâl ile halledilmiş şimdi daha fazla ne alırız hesaplarına başlanmıştı. Bunun için Rauf Bey’i istemediler. Zira bu konuda Rauf, bütün planları boşa çıkartabilirdi. Bu yüzden İsmet gibi silik birisinin seçilmesini istediler. Bundan sonrası ise tam bir tiyatro idi. İngilizler Lozan’da istedikleri her şeyi aldılar. Buna mukabil vermek istemedikleri bütün bölgeleri de muhafaza ettiler. Peki, nasıl oldu bu iş? Madde madde sayalım: