Margaret Mead, 20. yüzyılın en etkili antropologlarından biri olarak bilinen ve kültürel antropolojiye önemli katkılarda bulunmuş bir Amerikan bilim insanıdır. 1901 yılında Philadelphia'da doğan Mead, eğitim hayatına Pennsylvania Üniversitesi'nde başlamış, ardından Columbia Üniversitesi'nde ünlü antropolog Franz Boas ve Ruth Benedict'in öğrencisi olarak antropoloji eğitimi almıştır.
Mead'in antropolojiye getirdiği en önemli katkılardan biri, cinsiyet rolleri, çocuk yetiştirme uygulamaları ve toplumsal yapıların kültürden nasıl etkilendiğini göstermesidir. 1928 yılında yayımlanan ilk büyük eseri Coming of Age in Samoa (Samoa'da Ergenlik), Samoa Adaları'ndaki genç kızların cinsel ve toplumsal gelişimini incelemiş ve bu toplumun Batı kültürlerinden ne kadar farklı olduğunu vurgulamıştır. Bu çalışma, Mead'in kültürel görecelik kavramını geliştirmesine ve antropolojide kültürlerin karşılaştırmalı olarak incelenmesi gerektiğine dair güçlü bir argüman sunmasına olanak tanımıştır.
Mead, yalnızca akademik çevrelerde değil, aynı zamanda popüler kültürde de geniş bir etkiye sahip olmuştur. Toplumun cinsiyet, aile yapısı ve eğitim gibi konulardaki anlayışını derinden etkilemiş, bilimsel çalışmalarıyla kadınların toplumsal rollerini ve haklarını savunmuştur. Mead'in çalışmaları, özellikle 1960'ların toplumsal değişim hareketlerinde önemli bir ilham kaynağı olmuştur.
Hayatı boyunca dünya çapında çeşitli kültürleri inceleyen Mead, antropolojiyi sadece bir bilim dalı olarak değil, aynı zamanda toplumsal sorunların çözümünde bir araç olarak görmüştür. Ölümünden sonra da mirası ve çalışmaları, kültürel antropolojinin temel taşları arasında yer almaya devam etmektedir.