MHP lideri Bahçeli: ABD'nin komşu ülkelerdeki varlığı gayriahlakidir! 

MHP Lideri Devlet Bahçeli, seçim çalışmaları kapsamında ilk mitingini Mersin'de yaptı. "Cumhur Bizim, Türkiye Hepimizin" sloganıyla düzenlenen açık hava toplantısında konuşan Bahçeli, "İç sorunları giderek yaygınlaşan, Teksas krizinden sonra eyaletleri arasındaki cepheleşmesi sertleşen ABD'nin komşu ülkelerdeki varlığı gayriahlakidir, gayrihukukidir, gayrimeşrudur." dedi.

Bahçeli, Mersin Millet Bahçesi'nin yanındaki alanda "Cumhur Bizim, Türkiye Hepimizin" sloganıyla düzenlenen açık hava toplantısında, Mahalli İdareler Genel Seçimlerine 63 gün kala ilk açık hava toplantılarını Mersin'de yapmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.

"Cumhur bizim, Türkiye hepimizin" kararıyla yürüyüşlerine hız kattıklarını, "Mersin bizim, Türkiye alayımızın" kararlılığıyla tek yürek, tek bilek, tek nefes olmak istediklerini belirten Bahçeli, bugünkü açık hava toplantısında emeği geçenleri tebrik etti.

Seçimin, ülkeye, millete, Mersin'e, demokrasiye, milli birlik ve dirliğe hayırlı sonuçlar getirmesini temenni eden Bahçeli, şöyle konuştu:
"Mersin her şeyden evvel tarih, kültür, tarım, turizm ve ticaret kentidir. Aynı zamanda Mersin kardeşliğin timsalidir. Burada ayrımcılığa, aymazlığa geçit yoktur. Mersin'de Türkiye'mizin her yöresinin kokusu hakimdir. Ne var ki Mersin son 5 yıldır yerinde saymaktadır. Slogan milliyetçiliği, dedikodu belediyeciliği, sosyal medya belediyeciliği, ideolojik ve ilkel belediyecilik anlayışı Mersin'i yorgun düşürmüştür. Kayırmacılık, haksızlık, partizanlık, yolsuzluk ve hukuksuzluk Mersin'in önünü kapatmıştır. Kurulan paravan şirketler kanalıyla, belediye imkanlarının kimlere ve nerelere aktarıldığını, bölücü mihrakların nasıl şımartıldığını biliyoruz. Mersin'den Anamur'a kadar belediye eliyle peşkeş çekilen işletme, kafe ve restoranları bu kapsamdaki ahlaksız ve haksız kazançları biliyoruz. Şimdiye kadar kazanan bir avuç çıkarcıdır. Palazlanan küçük bir kaymak tabakadır. Biti kanlanan devlet ve millet muhalifi dar bir kadrodur."

Bahçeli, CHP'li büyükşehir belediyesinin bağlanan umutları israf ettiğini, bu belediyeyle hayal kırıklığının devasa boyutlara ulaştığını aktardı.

"Geride kalan 5 yıllık hüsran döneminin telafisi lazımdır"

Mersin Büyükşehir Belediyesine eleştirilerini sürdüren Bahçeli, şunları kaydetti: 

"Mersinli kardeşlerimi düşünen, dertlerine derman olan, darda ve zorda kalan insanlarımızı sahiplenen, bu kentin lehine taş üstüne taş koyan bir belediye yönetiminden ortada ne iz ne de eser vardır. Buna karşılık devletin kaynaklarını ulufe gibi dağıtan, ittifak ortaklarına bedel ödeyen, devamlı şaibelerle anılan bir belediye anlayışı karşımızdadır. Geride kalan 5 yıllık hüsran döneminin telafisi lazımdır. Aldatma ve anafor siyasetine son verilmelidir. CHP zihniyeti sınıfta kalmış, hepten çuvallamıştır. Bu nedenle yapamayan gitmeli, yapacak olan gelmelidir. Başarısızlar gönderilmeli, başaracak olan vatan, millet ve Mersin sevdalıları şehremini vazifesi üstlenmelidir. Artık beceriksizlere kapıyı göstermeliyiz. İş bilmeyenlere, üretmeyenlere, insanımıza dokunmayanlara, Mersin'i tanımayanlara, akıntının tersine kürek çekenlere 'uğurlar olsun' demeliyiz."

Bahçeli, Mersin için ümitlerin yeşerdiğini, huzur meşalesinin yakıldığını ifade etti.

Alandaki vatandaşlara "Seçimlere hazır mısınız?" diye soran Bahçeli, aldığı "evet" yanıtının karşılığında, "Demlene demlene dejenere olmuş teslimiyetçi CHP'ye Mersin'in mesajını veriyorsunuz. Bu 'evet'lerinizle Mersin'in çaresiz olmadığını gösteriyorsunuz. İnanıyorum ki Mersin kamburlarından kurtulacak. Liman ve lojistik kenti olan Mersin ayak bağlarını söküp atacak." dedi.

Yalan ve yıkım belediyeciliğinin 63 günlük ömrü kaldığını kaydeden Bahçeli, yozlaşmış belediyeciliğinin sonunun göründüğünü aktardı.
Mersin'in gücüne güç katacağını, yükseldikçe yükseleceğini belirten Bahçeli, "Bu şehirde yaşayan hiçbir vatandaşımız ilgisiz ve kimsesiz bırakılmayacak. Herkesin elinden tutacağız. Bağın, bahçenin, bostanın bereketi olacağız. Mersin'den Antalya'ya kadar otoyolların tünelini tamamlayıp Torosların iki yakasını kenetleyeceğiz." ifadesini kullandı.

Bahçeli, Mersin'in Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın parlayan yıldızı haline geleceğini belirterek, "Bu hedeflere beraber yürüyecek miyiz? Mersin'i prangalarından kurtaracak mıyız? Mersin'in geleceği için el ele, omuz omuza, gönül gönüle verecek miyiz? Demlenmiş, gemlenmiş, yemlenmiş, rehin altına alınmış CHP'den kurtuluş için harekete geçecek miyiz? Seçer'i kızağa çekip Soydan'ı seçecek miyiz? Önümüzdeki 5 yıl için sizlerden olur ve onay istiyoruz. Herkes tersine giderken biz Mersin'i daha da büyütmek, daha da geliştirmek arzusundayız. Bu nedenle Cumhur İttifakı'nın birbirinden değerli belediye başkan adaylarıyla Mersin'in hizmetine talibiz." diye konuştu.

"İsrail-Filistin arasında barış sağlanmalı"

Gazze'de kahredici ve korkunç bir insani dram yaşandığını aktaran Bahçeli, şöyle konuştu:

"114 gündür çocuklar katlediliyor, bebekler süt yerine kendi kanlarını içerek hayatlarını kaybediyor. İsrail soykırım suçu işliyor, masum savunmasız insanları hedef alıyor. Artık bu kan durmalı, silahlar susmalıdır. İsrail-Filistin arasında barış sağlanmalı, 2 devletli çözüm iklimi oluşmalıdır. Geçtiğimiz cuma günü Uluslararası Adalet Divanında İsrail'in barbar saldırılarıyla ilgili ihtiyati tedbir kararı alınması müspet bir gelişmedir. İsrail'in haksızlığını ve hukuksuzluğunu tescil eden, insani taleplere tercüman olan bu ara kararı hiçbir ülke görmezden gelemez, yok sayamaz, 3 maymunu oynayamaz. Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı soykırım davasının, makul derecede delillerin varlığından dolayı esastan görüşülecek olması mühim bir adalet ve hukuk kazanımıdır. Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne taraf olan ülkeler için Uluslararası Adalet Divanı'nın mezkur kararı elbette bağlayıcıdır. Filistinli mazlumlara karşı işlenen savaş ve soykırım suçunun cezasız kalmaması uluslararası toplumun vicdan ve insanlık borcudur. Bu borcun inkarı veya ihmali diye bir şey söz konusu olamaz."

Bahçeli, İsrail'e tepkisini sürdürerek, "Adalet mutlaka tecelli etmelidir. Ağlaya ağlaya can veren sabilerin hesabı İsrail'den sorulmalıdır. Türkiye bu süreçte hakkın ve haklının yanındadır. Türkiye insanlığın safında, zalimlerin karşısındadır. Bundan dolayı çılgına dönenleri görüyoruz. Nitekim ürkenlerin farkındayız, ayağımıza çelme takmak için vaziyet alanların bilincindeyiz." ifadesini kullandı.

" ABD, Irak ve Suriye’deki varlığımızdan son derece huzursuzdur"

Devlet Bahçeli, Türkiye'yi zora sokmak ve iç sorunlara gömülmesine neden olmak için terör örgütlerinin kullanıldığını, "kiralık katillerin" Türkiye'nin üzerine salındığını, maksatlarının da Türkiye'yi durdurmak ve taviz koparmak olduğunu belirtti.

Türkiye'nin artan bölgesel ve küresel imajının zedelenmesinin amaçlandığını vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Irak ve Suriye'nin kuzeyinde meşru ve hukuki varlığımızı çekemiyorlar. Terörü kaynağında yok etme stratejimizi engellemek için her yolu deniyorlar. Sınırlarımızın mücavir noktalarında tesis edilen üs bölgelerimize saldırıyorlar. PKK/YPG'yi silahlandırıp Türkiye'ye yönelik kanlı eylem talimatı veriyorlar. Hürmet, rahmet ve minnetle yad ettiğimiz kahraman evlatlarımızı şehit ediyorlar. Milli birlik ve kardeşlik hukukumuzu dinamitlemek amacıyla yanıp tutuşuyorlar. İç huzur ve barış ortamımızı kundaklamak için casusları, teröristleri, işbirlikçileri, siyasette köprü tutmuş çevreleri, FETÖ'cü alçakları sürekli tedavülde tutuyorlar. ABD, Irak ve Suriye’deki varlığımızdan son derece huzursuzdur. Bölücü terör örgütüne karşı operasyonların icrasından memnuniyetsizdir. Peki ABD Suriye'de ne arıyor? Irak'ta ne geziyor? İç sorunları giderek yaygınlaşan, Teksas krizinden sonra eyaletleri arasındaki cepheleşmesi sertleşen ABD'nin komşu ülkelerdeki varlığı gayriahlakidir, gayrihukukidir, gayrimeşrudur."

Bahçeli, ABD'nin Suriye'den ve Irak'tan tamamıyla çekilmesinden başka makul, mantıklı ve akla yatkın bir seçenek olmadığını vurgulayarak, "Türkiye, ABD ile sınır olmaktan rahatsızdır, bölücü terör örgütüne verilen destekten rahatsızdır, siyasi, ekonomik ve diplomatik dayatmalardan rahatsızdır. İsveç'in NATO'ya katılım protokolünün onaylanmasının ardından, ABD'nin sözünde durarak F-16'larla ilgili beklentimizi derhal karşılaması aslında bir hukuk ve müttefiklik namusudur. Türkiye egemenlik haklarından vazgeçmeyecek. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünden ödün vermeyecek. Türkiye Cumhuriyeti milli ve üniter bir devlettir, hiç kimse bu tarih gerçeğini değiştiremeyecek." ifadelerini kullandı.