Fakat bir müddet sonra Kütahyalı’nın bir futbol maçı ile ilgili sözlerinden dolayı bu yazar adeta linç edilmiştir. Demek ki darbeleri ihbar etmek boyalı medya kuruluşları için gazetecilik olayı olarak görülmeyip aslında belirli bir kesim için ciddi bir suç olarak görülmektedir. Hükümet ise bu olayın üzerine hiç gitmemiş önemli bir gazetecinin ezilmesine ses çıkarmamıştır. Hiç olmaz ise Kütahyalı’ya bir “aferin” demeyi bile çok görmüştür.
Kütahyalı’dan çok daha evvel Türk basınında benim yazılarım da yayınlanmıştı. Bugün Gazetesi ve birçok önemli internet sitesinde yayınlamış olduğum bu yazılar ile Fetullah Gülen’in darbe yapmak için hazırlık yaptığını iddia etmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile o tarihlerde Başbakan olan Ahmet Davudoğlu’nu ciddi bir şekilde ikaz etmiştim.
Bu yazıların başlığı “Türk Silahlı Kuvvetlerinde Fetullahçı Yapılanma” ve “Kamikaze Fetullahçı Darbe” idi. Bu konu ile ilgili olarak daha başka yazılarım da vardı. Fakat direkt olarak darbeyi haber vermesi açısından bu yazıların ve atılan başlıkların önemi çok büyüktü.
Nitekim bir çok kişi ve kurum tarafından bu yazılarımla ilgili tartışmalar açılmıştır. Fakat ne yazık ki konuşmalar daima “Türkiye’de darbe döneminin kapandığı” şeklinde olmuştur. Böylesine kör gözlü bir medya ve gazetecilerimiz vardır.
MİT teşkilatı da basında çıkan bu tartışmaları görmemiş ve darbeleri önlemek adına gerekli önlemleri almamıştır. Zira 15 Temmuz 2016 darbe sabahı FETÖ mensubu bir helikopter pilotunun MİT binasına gelip “darbe yapacaklar” ihbarına rağmen ciddi bir reaksiyon gösterilememiştir. Bu ihbarın tek faydası; FETÖ teşkilatı darbe saatini öne çekerek halkın uyanmasına sebep olmasıdır. Eğer sabaha karşı örneğin 04-05 saatlerinde millet uykuda iken darbe yapılsaydı sonuç çok daha vahim olurdu.
Bu durumun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ne zaman bildirildiğini bilmiyoruz. Erdoğan başka bir kanaldan darbeyi haber aldığını açıklamıştır.
Yapılan ihbarlara rağmen Genelkurmay Başkanlığı da gerekli reaksiyonları gösterememiştir. Yine de Hava Kuvvetleri Komutanlığının yetersiz de olsa bazı tedbirleri alması sağlanmış askeri birliklere “uçuş yasağı” getirilmiştir. Lakin 15 Temmuz 2016 akşamı ülkemizin altı üstüne gelmiş 250’den fazla şehit ve binlerce yaralı vermek durumunda kalmışızdır.
Elbette MİT yöneticilerine bu soruları sormak her vatandaşın görevidir; “Devlet size maaş veriyor ki; darbecileri ortaya çıkarıp devletin anayasal düzenini yıkanlara niye tedbir almadınız?” veya “Neden basında çıkan iddiaların üzerine gidip FETÖ darbesini önlemek için gerekli çalışmaları yapmadınız?”