3 Mart 2009 tarihinde İstanbul’un Etiler semtinde gerçekleşen Münevver Karabulut cinayeti, Türkiye’nin en çok konuşulan ve hafızalardan silinmeyen cinayetlerinden biri oldu. 17 yaşındaki lise öğrencisi Münevver Karabulut, erkek arkadaşı Cem Garipoğlu tarafından vahşice öldürüldü. Cinayet, Karabulut’un parçalanmış cesedinin bir çöp konteynerinde bulunmasıyla ortaya çıktı. Karabulut’un öldürülme şekli, olayın vahşet boyutunu gözler önüne serdi ve toplumda infiale neden oldu.
Münevver ve Cem’in İlişkisi: Münevver Karabulut ve Cem Garipoğlu’nun ilişkisi, cinayetten yaklaşık bir yıl önce başlamıştı. İkili, ortak arkadaş çevresi aracılığıyla tanışmış ve kısa sürede birbirlerine yakınlaşmışlardı. Ancak, ilişkileri süresince Garipoğlu’nun kıskançlık krizleri ve agresif tavırları, çiftin sık sık tartışmasına neden oldu. Münevver’in ailesi, Cem Garipoğlu ile olan ilişkisini onaylamıyordu ve kızlarının bu ilişkiyi sonlandırmasını istemişti. Garipoğlu ailesi ise varlıklı ve etkili bir konumdaydı; bu durum, Cem’in kendisini dokunulmaz hissetmesine neden olmuştu.
Cinayetin Gelişimi: Cinayet günü, Münevver Karabulut ve Cem Garipoğlu birlikte vakit geçirmek için Garipoğlu’nun Etiler’deki evine gittiler. Evde kimsenin olmadığı sırada, ikili arasında şiddetli bir tartışma çıktı. Tartışmanın nedeni tam olarak bilinmese de, Cem Garipoğlu’nun Münevver’e yönelik kıskançlık krizine girdiği ve Münevver’in ilişkiyi sonlandırma isteğini dile getirdiği düşünülüyor. Bu sırada öfkesine hakim olamayan Cem, evde bulunan bir mutfak bıçağını alarak Münevver’e saldırdı. Ardından, elindeki testereyle Münevver’in boğazını kesti ve cesedini parçalara ayırdı. Bu dehşet verici olay, cinayetin soğukkanlılıkla işlendiğini gösteriyor.
Cem Garipoğlu, cinayetin ardından Münevver’in cesedini büyük bir gitar kutusuna koyarak evden çıktı ve cesedi Etiler’deki bir çöp konteynerine attı. Olay yerinde bulunan kan izleri ve deliller, polisin cinayeti çözmesinde kritik rol oynadı. Münevver’in cansız bedeninin bulunmasının ardından, Cem Garipoğlu için yakalama kararı çıkarıldı.
Kaçış Süreci ve Yakalanma: Cinayetin ardından yaklaşık 197 gün boyunca kaçak olarak yaşayan Cem Garipoğlu, polisten saklanmak için birçok kez yer değiştirdi. Bu süreçte, ailesinin de kaçmasına yardımcı olduğu iddia edildi. Kamuoyu, Garipoğlu’nun bir an önce yakalanması için büyük bir baskı oluşturdu ve cinayetin bir an önce çözülmesini istedi. Sonunda, 17 Eylül 2009 tarihinde, Cem Garipoğlu avukatları aracılığıyla teslim oldu. Yargı süreci başladı ve Garipoğlu, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Cem Garipoğlu’nun Şüpheli Ölümü: Garipoğlu’nun cezaevinde geçirdiği süre, ölüm haberiyle son buldu. 10 Ekim 2014 tarihinde Silivri Cezaevi’nde intihar ettiği açıklandı. Resmi açıklamalara göre, Garipoğlu kendisini çarşafla asarak yaşamına son verdi. Ancak, intiharın gerçekliği üzerine birçok spekülasyon yapıldı. Bazı kaynaklar, Garipoğlu’nun ölümünün sahte olduğunu ve ailesi tarafından kaçırılarak saklandığını iddia etti. Bu iddialar hiçbir zaman kanıtlanamadı ve resmi kayıtlar, Cem Garipoğlu’nun ölümünü doğruladı.
Son Gelişmeler: Son dönemde sosyal medyada çıkan iddialar, Cem Garipoğlu’nun hala yaşıyor olabileceğine dair spekülasyonları tekrar alevlendirdi. Bu iddialar, Garipoğlu’nun ölümüyle ilgili şüpheleri yeniden gündeme taşıdı. Ancak, yetkililer bu konuda yeni bir soruşturma açmadı ve mevcut ölüm raporunun geçerliliğini koruduğunu belirtti. Aileler ve avukatlar, sosyal medyada yayılan bu spekülasyonlara dair herhangi bir yorum yapmazken, kamuoyu Garipoğlu’nun gerçekten ölüp ölmediğine dair net bir cevap beklemeye devam ediyor.