En iyi şekilde yaratılan insanoğlunun, hayatında ki en önemli dönem, gençlik dönemidir. Gençlik dönemi, enerjinin, aksiyonun, verimliliğin doruğa çıktığı, topluma ve fertlere faydalı olmanın, dünya ve ahiret için çalışmanın mümkün olduğu en verimli çağıdır. Bu gerçeğe Hz. Peygamber (s.a.s.) de işaret ederek: “Yaşlılık gelmeden gençliğin kıymetini ilin”1tavsiyesinde bulunmuş ve gençliğe verilen önemi şu şekilde belirtmiştir: “İnsanoğlu, Kıyâmet gününde; gençliğini nerede ve nasıl harcadığından… Sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamaz.” Gençlik büyük bir nimettir. İnsan Allah’ın verdiği bütün nimetlerden hesaba çekilecektir. (Bkz. Tekasür, 102/8) Bu âyet ve hadislerden gençliğin önemi anlaşılmaktadır. Bu sebeple gençliğin değeri bilinmeli ve yaratılış gayesine uygun yaşanmalı. ençlik, Allah’ın emirlerine uygun geçerse dünya ve ahirette mutlu huzurlu bir hayat yaşanır.
Yüce Allah: “Kim Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederse ve Allah’tan korkup emirlerine uygun yaşarsa ‘kurtuluşa ve mutluluğa’ erenler bunlardır” (Nur, 24/52) buyurmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) de şöyle buyurur: “Allah, gençliğini Allah’a itaat yolunda geçiren genci sever.” Çünkü müslüman genç, iman edip salih amel işleymeye gayret eder.
İman ve Salih Amel sahibi Olmalı
İman, her Müslümanın öncelikle sahip olması gereken bir özelliktir. Müslümanın en önemli varlığı imanıdır. Çünkü insan, dünyada ve âhirette huzur ve mutluluğa ancak imanla kavuşabilir. Kur’an-ı Kerim’de, iman edip sâlih amel işleyenleri güzel bir gelecek ve mutluluğun beklediği ifade edilerek şöyle buyrulmaktadır: “İman eden ve sâlih amel işleyenler için güzel bir gelecek ve mutluluk vardır.”(Ra’d, 13/29). Allah Teâlâ’nın rızası gözetilerek, O’nun emrine uygun olarak yapılan işler sâlih ameldir. “Şüphesiz iman edip sâlih amellerde bulunanlara gelince; onlar için altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur.” (Burûc, 85/11) Müslüman gençlerde iman edip sâlih ameller işlemeye gayret göstermelidir. Bu şekilde dünya ve ahiret saadeti elde edilir.
İbadet Eden Olmalı Allah
ibadete düşkün gençle meleklere karşı iftihar ederek şöyle buyurur:
“Kuluma bakın. Benim rızam için nefsanî (haram olan) kötü arzularını, isteklerini terketmiştir.” İman ilkelerinden sonra bir başka önemli husus ise, ibadetlerdir. İnsanlar Allah’a ibadet/kulluk için yaratılmıştır. Allah Teâlâ bu gerçeği Kur’ân-ı Kerim’de şöyle bildirmektedir: “Ben cinleri ve insanları, ancak Bana kulluk/ibadet etsinler diye yarattım.”(Zariyat, 51/56) Özetle ibadet, kulu ile Rabbi arasında büyük bir manevi yakınlık meydana getirir. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “İslâm beş temel üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka bir ilâh bulunmadığına, Hz. Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmaktır.” Belirlenmiş ibadetlerin başında gelen namaz, insanın kötülüklerden alıkonmasını sağlar; en azından bu hedefe yardımcı olur. Müslüman, namazda Allah’ın huzurunda olmanın manevî zevkini yaşar, dünya meşgalelerinden uzaklaşarak ruhen huzur bulur.