1. Bir Müslüman öncelikle doğru inanç, ibadet ve güzel ahlâk sahibi olmalı. Çünkü İslâm dini kadar güzel ahlâka önem veren bir başka din veya düşünce sistemi göstermek mümkün değildir.

2. İslâm ahlâkının en önemli kaynağı Kur’an ve onun ışığında oluşan sünnettir. Bu iki kaynak insanın insanla, insanın Allah ile ve çevresi ile olan ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini açıklar.

3. İnanç, ibadet nasıl dinimizin emri ise, ahlâkî vazifeleri yerine getirmek de dinimizin emridir. İslâm’da ibadetlerin bir amacı da kişileri kötülükten sakındırmak ve iyi ahlâk sahibi yapmaktır.

4. İslâm güzel ahlâktır. Güzel olan her şey ondadır. Kötü ve zararlı olan ise onun tarafından yasaklanmıştır.

5. İslâm dini; inanç, ibadet ve ahlâk esaslarıyla bir bütünlük teşkil etmektedir. İbadet ve ahlâk esaslarındaki birliğin yolu, tevhîd inancı zemininden geçmektedir.

6. İman ve tevhidden sonra Müslümanda olması gereken en önemli haslet, ibadet ve güzel ahlâktır. Güzel ahlâklı olabilmek için öncelikle kuvvetli bir imana sahip olmalı, şirkten, küfürden, münafıklıktan, bid’at ve hurafelerden uzak durmalı ve tevhid bilinciyle hareket edilmelidir. Çünkü Müslümanın en büyük imkânı, imanı ve sâlih amelidir, güzel davranışıdır.

7. İslâm’ın özü tevhid.  Tevhid; birlemek, bir Allah’tan başka ilâh olmadığına inanmak demektir. Tevhid ile ahlâk iç içedir.  İslâm dininin  gayesi,  “Tevhid” inancını, bütün insanların gönüllerine nakşetmeleri ve onların güzel ahlâk sahibi fertler olmalarıdır.

8. İbadetlerini yerine getiren (namaz kılan) mü’minlerin aynı zamanda güzel ahlâklı olması gerekir. Bir yandan ibadetleri yerine getirmek öte yandan da kötü ahlâk sahibi olmak; insanlara haksızlık, kötülük yapmak ve onlara çeşitli şekilde zarar vermek, madur etmek asla doğru değildir. Çünkü Allah’a kulluk yapmak için yaratılan insan Kur’ân ve Sünnete bağlı kalmalı, dünya hayatının imtihan hayatı olduğunu unutmamalı, güzel ahlâklı olmaya çok dikkat etmelidir.

9. Dindar kişi asla ahlâksız olmaz. Ahlâka aykırı davranışların hiçbir mazereti olamaz. Dindar olmak,  ahlâklı olmayı gerektirir.  Bir insan, dindar ve Müslüman olduğunu iddia ediyorsa mutlaka güzel ahlaklı olmalıdır. Ahlâkî güzelliklerden mahrum bir dînî hayat düşünülemez.

10. Müslümanların “imanımız sağlam” düşüncesiyle ahlâkı önemsememesi ve günlük yaşamında insanlara karşı davranışlarına dikkat etmemesi, edep ve adaba uygun davranmaması çok yanlıştır. Bilinçli Müslümanlar, tevhide, imana önem verdiği gibi ahlâka da çok önem vermedirler. Çünkü İslâm güzel ahlâklı olmayı gerektirir. Ahlâk güzel davranış biçimidir. Ailede ve toplumda insanlarla iyi geçinmektir.

11. İslâm dininde iman, ibadet ve ahlâk bir bütünlük arz etmektedir. Bunları birbirinden tamamen ayırmak asla mümkün değildir. İman, insanı ibadete, ibadet ise insanı güzel ahlâka götürmek içindir. Yapılan ibadetler insanı ahlâken olgunlaştırmalı ve kişiyi iyi bir Müslüman yapmalıdır.

12 Empati yapmalı (kendisini karşısındakinin yerine koymalı), kendisi için istediğini başkası için de istemeli.

13 Güzel Ahlâklı olmak için nefisle mücadele etmek gerekir. İslâm’a uygun yaşamaya mâni olmaya çalışan nefis ve şeytana karşı gereken mücadeleyi yapmalıyız. Yani nefisle mücadeledeki başarı, bu bilgiyi elde etmek ve gayret etmekle, sabır göstermekle mümkündür.

14 Müslüman bir kişi vaktini mâlâyânî şeylerle, yani boş ve faydasız işlerle geçirmemelidir. Hem bu dünya hem de ahiret için faydalı olan Allah’ın sevgisini kazanacağı ve insanlara faydası olan işlerle meşgul olmalıdır.

15. Kişinin hem sosyal hayatında hem de dinî açıdan bakıldığında güzel ahlâklı olması her zaman bir kazanımdır. Bu sebeple her insan doğru, dürüst ve yardımsever olmalı ve ahlâkını güzelleştirerek doğru bir Müslüman olmaya çalışmalıdır.

17. Ahlâkî yozlaşmaya karşı gereken tetbirler alınmalı. İyi arkadaşlarla beraber olmalı, kötü huyları değiştirmeli ve iyi ahlâklı olmaya gayret edilmelidir. Çünkü güzel ahlâk sahibi olan insanlar çevrelerinde doğru ve dürüst insanlar olarak tanınmaktadır.