Mutsuzluğun Sebepleri (1)

Günümüzde çiftlerin ilk bahanesi ‘şiddetli geçimsizlik’ olsa da, bireyleri mutsuzluğa sürükleyen faktörlerin başında; kendileriyle barışık olmamaları ve kendi kapasitelerinin çok üstünde beklentileri olması geliyor. Evlilikte çeşitli nedenlerle sorunlar yaşadığında sıklıkla başvurulan hatalı davranış görüntüleri vardır.  Evlilikteki mutsuzluğa sebep olan sorunlara bir göz atalım:

1- Aile büyükleri ile aynı evde oturma. Bazı gençler, evlenmek istedikleri kişilerin aileleri konusunda uyarıda bulunmak isteyenlere şöyle bir cevap verirler: “Ben onun ailesiyle değil, kendisiyle evleniyorum. Ailesinden bana ne.” Bu düşünceyle evlilik hayatına başlayanları acı sürprizler bekler. Kadın da erkek de, nikâh defterini imzalarken, aynı zamanda yeni bir aileyle de iç içe yaşamayı kabul etmiş demektir.

2- Eşler arasındaki sorunlar. Evlilikte lik. Cinsel uyumsuzluk evlilikte önemli bir sorun. Kadınlar erkeklerin liği çok bencil ve duygusallıktan uzak yaşadığını düşünüyor. Oysa pek çok erkek duygusallığı ve yakınlığı likte yaşıyor. Cinsellik erkeğin hayatında büyük bir yere sahip. Bu nedenle geçici yetersizlikler erkeği çok etkiliyor. Kadının bu konudaki yaklaşımı önemli, hele erkek eşini memnun etmek konusunda çok duyarlıysa, kadının tatmini daha da önemli bir konu oluyor. Cinsel bir sorun yaşandığında, sorunu yok saymak ya da bu konuyu hiç önemsemiyor gibi davranmak çözüme yönelik bir davranış değildir. Aksine çözümü erteler.

3- Alkol, uyuşturucu madde ve kumar gibi alışkanlıklar. Eğer eşlerden birisi bu tür bir alışkanlık içinde ise; bunlar maddî mânevî sosyal ve ailevî iletişim sorunlarına yol açabildiğinden evliliğin güzelliği bozulmaktadır. Bu durumların varlığı, çoğunlukla boşanmalara yol açabilmektedir. Geçmişten gelen birikmiş sorunların ve günlük mutsuzlukların çözümünü bu tür zararlı alışkanlıklarda değil uzman yardımında aramak gerekir.

4- Eşin evi terk etmesi ya da başka biriyle yaşamaya başlaması.

5 - Aldatma.

6 - Dayak ve küçük düşürücü davranış ve hareketler.

7- Eşlerin birbirine yeteri kadar zaman ayıramaması. Mümkün olduğunca eşinize zaman ayırın. Evde beraber olduğunuzda zamanınızı Tv ya da bilgisayar başında geçirmeyin. Aynı çatı altında iki yabancı insan olmayın. Bilhassa hobileriniz uğruna eşinize olan ilginizi ve dolayısıyla mutluluğunuzu gölgelemeyin.

8 - İşkolik bir eşe sahip olma.

9- Eşlerin kişilik yapılarının birbirine uymaması…

10 - Kültür farkları. Eşlerin farklı dünya görüşleri, mizaç ve huylarının uyuşmaması, ailede huzuru etkileyen önemli faktörlerdir.  Burada bilinmesi gereken husus şudur, Aile tek kişilik bir mekân değildir. Ailede başka insanların da hakkının, hukukunun olduğu bilinmeli, farklı görüşlerden ve yorumlardan korkulmamalıdır. Çünkü aile mutluluğu farklı renkler, farklı düşünceler ve farklı değerlendirmeler üzerine kurulur. Bunu da ailenin güzelliği olarak görmek gerekir.

11- Ekonomik nedenler, eşin işsiz kalması.  Ailede geçim sıkıntısı zaman zaman olabilir ve bundan dolayı da problemler yaşanır. Bu noktada evin ihtiyaçları giderilmesi için gereken yapılmalı, kimse kimseyi üzmemelidir. Zira bozulan sağlık ve aile mutluluğu daha önemlidir.

12- Aşırı kıskançlık. Bazı kıskançlıklar ve dedikodular aile huzurunu gölgeler. Bu gibi durumlarda tek yanlı olunmamalıdır. Hemen karar verilmemeli, işin kaynağı iyi araştırılmalıdır. Bazen aslı olmayan bir konudaki tartışma, ailenin huzurunu tehlikeye sokar, dış etkilere karşı bu denli savunmasız olunmamalı.

13- Ailede psikolojik sorunlar. Ailede fertlerin psikolojik sorunlarına dikkat edilmelidir.  Anormal davranış sergileyen aile fertleri,  hiç vakit geçirmeden tedavi edilmelidir.

14- Bencillik. Günümüz insanı bencil. “Benmerkezci”, maddî çıkarları ön planda tutan, iş, kariyer, para gibi maddesel gereçler, yeni neslin olmazsa olmazları arasında. Dolayısıyla inanç, ibadet ve güzel ahlak…  Sevgi, saygı,  hoşgörü, sadakat gibi mânevî kavramların içi boş kalıyor. Bu yüzdendir ki, günümüz insanı doyumsuz ve mutsuz.

15- Yıkıcı eleştiride bulunmak. Sen hep böylesin. Zaten bir gün bile olsun beni dinlemedin.

16- Genellemede bulunmak. “Hep böylesin. Böyle yaparsın. Zaten senden başkası da beklenmez. Bencilsin. Hiç değişmiyorsun.

17- Aklını okumak.  Bakışlarından anladım. Sen öyle demek istemedin. Senin kafanın içinde neler var, çok iyi biliyorum. Senin ne hainlikler peşinde olduğunu tahmin ediyorum.

18-  İşi yokuşa sürmek.  Eşine hayatı zorlaştırmak.

19- Sürekli geçmişi getirmek.  Geçmişte yaşanan kötü anıyı sürekli gündeme getirmek sıkıntı doğurur ve sorunların pekişmesine neden olur.

 20- Hep kendini haklı görmek. Hatalar, yanlışlıklar iki taraftan da kaynaklandığı hâlde “Kim daha haklı?” şeklinde âdeta “mahkeme” kurulur ve sorun çıkar.   Bu Sorunu  gidermenin yolu; kendisinin de  haksız olabileceğini düşünmekle mümkün olur.