Bakan Fidan: UCM'nin Netanyahu kararı umut verici Bakan Fidan: UCM'nin Netanyahu kararı umut verici

Narin cinayetini davası 7 Kasım Perşembe günü başladı. Türkiye’nin sonucunu beklediği duruşma bugün devam ediyor. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki dünkü ilk duruşmada tutuklu sanıklar Nevzat Bahtiyar, ağabey Enes, anne Yüksel ve amca Salim Güran savunma yaptı. Mahkemede, ikinci günde tanıkların dinlenmesine geçildi.

Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra mahkeme salonuna getirildi. Tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları duruşmada hazır bulundu.

AİLE VE AVUKATLARINDAN ESKİ BARO BAŞKANINA TEPKİ GÖSTERDİ

Bu sırada söz alan Eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Baran Güran'a soru sormaya başladı. Eren, "Adli Tıp'ta, hayatın en güzel kokusuna sahip bir çocuğun getirildiği hali izlemek zorunda kaldım. Sana teşhis yaptıracaklardı, 'Baran, görme' dedim" dedi. Bunun üzerine baba Arif Güran, gözyaşlarını tutamadı. Aile avukatları ve baba Arif Güran, Eren'in konuşmalarına tepki gösterdi

Resim 2024 11 08 141244889

BABA ARİF GÜRAN HASTANELİK OLDU

Baba Arif Güran, Eren'e "Benim ömrüm, hayatım, kızımdır. Neyin peşindesin? Ne yapmaya çalışıyorsun." dedi. Eren de "Baran'la birlikte Adli Tıp Kurumu'nun önündeydim. Ben de bir babayım. Neyin peşindeyim? Neyin peşindeyim, gerçeklerin peşindeyim. Hayatıma mal olsa da peşini bırakmam asla. O kızın otopsisinde iken 3 gün boyunca kokusu üstümdeydi. Ömür boyu o kokuyu unutmayacağım. Sana teşhis yaptıracaklardı, izin vermedim. Sana bu kötülüğü yapılmasını engellemek için seni içeri almadım o zaman. Çünkü Baran, her gün öpüp kokladığı kız kardeşinin cesedinin kokusu üstüne sinecekti." dedi. Bu sırada fenalaşan Arif Güran, salondan dışarıya çıkarıldı.  Tedbir amaçlı hastaneye götürülen Güran'ın sağlık durumunun iyi olduğu açıklandı.

Narin’in amcasının oğlu Osman Güran tanık olarak dinlendi. Osman Güran, olay gününü anlatarak, “Enes’le Narin kaybolduktan sonra görüştüm. Patikadan yengem, ‘Narin kayboldu’ dedi. Ben şehir merkezinde kalıyorum. Kaybolduğunu anladığımız zaman Enes ile görüştük. Sohbetimiz olmadı ama aynı ortamdaydık. Muhammed yol üzerinde terliği gördü. Yaşlılar yukardayken ‘Kolluk evden çıkın, sadece aile kalsın’ demiş. O esnada yaşlıları arabaya alıp aşağı götürdüğünde unuttuğunu söyledi. Ben de o esnada terliği jandarmaya götürdüm. Markete giderken o fark etmiş, dönüş yolunda terliğin üzerine basıp geçtik. Muhammed ‘Geri gelir misin’ dedi, geldik. O eğilip terliği aldı. Muhammed kaçta terliği bulmuştu, hatırlamıyorum. Olay günü Narin’in üzerine ne olduğunu sorarken, Baran’a mesaj attık, ‘Bu onun olabilir mi?’ diye” dedi.

Resim 2024 11 08 141342397

"KARGAŞA OLDUĞU İÇİN TERLİĞİ UNUTTUM’

Daha sonra tanıklardan, Narin’in dayısının oğlu Muhammed Kaya dinlendi. Olay gününü anlatan Muhammed Kaya, “14.00-14.30 civarında köy yollarından Mardin’in Derik ilçesine gittik. Saat 20.00'de kuzenim Devran’a haber geldi, ‘Narin kayboldu’ diye. Kuyulara baktık, köyü aradık. Terliğin bulunduğu gün, yengem aradı, ‘Araba var mı, süt alır mısın?’ dedi. Ben de ‘Var’ dedim. Markete giderken terliği gördüm. Markete gidip gelirken, çingenelerin olduğu yerde terliğin üzerine basıp ‘Geri geri gel’ dedim, öyle bulduk. Ben geçtim, gördüm. Çingenelerin olabilir diye takmadım, dönüşte aldım. Ne olur ne olmaz, yengeme gösteririm diye. Eve gittik, herkes bağırıyordu. Ben de komutana, ‘Siz bağırmayın, ben herkesi çıkarırım’ dedim. Sonra onu Hüseyin Güran’ın evine götürdüm. Sigaram bitmişti, markete gittim. Kargaşa vardı diye unuttum. Ben onun için köye götürdüm. Unuttuktan sonra Baran’a attım, Baran ‘Terlik onundur, neredesiniz’ diye sordu, ‘Ormanın oradayız’ dedim. Sonra jandarma geldi. Dayım Arif geldi, ‘Terliği ben aldım Narin’e’ dedi” diye konuştu. Bu sırada söz alan Anne Yüksel Güran, “Terlik bana geldi. Ben ilk başta sevindim, sonra numarası farklı çıktı” dedi. İfadesine devam eden Muhammed Kaya, “Emir Dayı diye bir işçimiz vardı. ‘Telim ve cinlerim var’ diyordu, cinciydi. O tele üfleyip, yer buluyordu. Öyle kayıp şeyleri bulduğunu söylüyordu. Dicle Üniversitesi’nin oradaydı, biz de kalktık oraya gittik” diye konuştu

Resim 2024 11 08 141453988

"ENES’İN ÖLDÜRECEĞİNE İNANMAM"

Daha sonra Narin Güran’ın yengesi Maşallah Güran’ın ifade işlemlerine geçildi. Olay gününü anlatan Maşallah Güran, “Narin’in bulunduğu gün, Hülya komutan geldi, Yüksel’e ‘Başın sağ olsun’ dedi. Yüksel de ‘Hani söz vermiştin, hani Narin’im’ diyerek bağırdı, o sırada ambulansa aldılar. ‘Hangi şerefsizler sana kıydı’ diye ortaya söyledim. O sırada kızım bayıldı. ‘Herkes her şeyi biliyor’ diye bir cümle kullanmadım. Benim ağzımı kapatan da kimse olmadı. Narin 14.00 gibi geldi. Bizim kızları sordu. Kızlarımız evde olmadığı için camiye koşarak gitti. 17.40’ta diğer kızım Mina geldi. Salim bize, ‘Hangi saatte gördüyseniz, o saatte söyleyin’ dedi. Salim 18.00-18.20 gibi geldi. Amcasının elini öptü, 5 dakika sonra gitti. Salim’le oğlu beraberdi. Salim’de şüpheli bir şey görmedim. Her zamanki gibiydi. Şüpheli bir durumu yoktu. Nevzat bizim komşumuz. Kim olursa olsun, Allah belasını versin. Kızım Birsen bana, ‘Salim bize 17.40’ta Narin’i gördüğünüzü söyleyin, yoksa sıkıntı çıkar’ diye bir cümle söylediğini demedi. Yüksel tepeden seslendi, ‘Narin nerede’ diye sordu. O saatlerde hiçbir hareketlilik görmedim. Nevzat ve Salim’in genel olarak arası iyiydi bugüne kadar. Bu saatten sonra iyi değil. Karakolun kamerasını ortaya çıkarın. Kimse katil, Allah belasını versin. Enes'in öldüreceğine de inanmam” dedi. Bu sırada söz alan Salim Güran, “Maşallah Güran benim amcamın eşidir. Amca, baba yarısıdır. Benim amcam babam gibidir. Bize bu iftirayı atanın Allah belasını versin" ifadelerini kullandı.

İFADELER ÇELİŞMEYE BAŞLADI

Dünkü duruşmada, iddianame ve ilk ifadelerden farklı olarak, itirafçı Nevzat Bahtiyar'ın açıklamaları öne çıktı. Narin'in cesedini sanık Amca Arif Güran'ın isteği üzerine dere kenarına götürdüğünü iddia eden Bahtiyar, ilk duruşmada şöyle konuştu: "Salim bana ‘Narin’i götür bir yere at’ dedi. ‘Parça parça halinde suya at kimse görmesin’ dedi. Beni tehdit ettikten sonra yapmak zorunda kaldım. ‘Oğlun Muhammed’in kafasına sıkarım, sonra senin kafana sıkarım’ dedi. Battaniyeyi Salim getirdi. Evden dışarı çıktı, battaniyeyi getirdi. Narin yerde yatıyordu. Battaniyeye sardıktan sonra benim evin ahırına getirdim. O sırada kimseyi görmedim. Sonra kırmızı arabama götürdüm. Narin’i arabaya koyduğumda yukarıya baktım, Yüksel ağlıyordu. Narin'i battaniyeye sardıktan sonra ben aşağı indim. Salim arabasıyla aşağı doğru geldi. Ben ilk olarak ahıra gittim. Orada torbaya koydum. Narin’in üzerinde siyah tişört vardı. Çantasını hatırlamıyorum. Battaniyeyi, Salim Güran geldi, benden aldı. Eşim ve annem evdeydi, dışarıda değildi.

Editör: Berfin Bitirim