Nefsin korunması (2)

Evlilik yaşının ilerlemesinin flört tarzı ilişkilerin önünü açmakta ve fuhuşa neden olabiliyor. Flört, Dinimizin ahlâk anlayışına uymaz. Flört, nikâhsız beraber olmanın, gezip tozmanın, eğlenmenin çağdaş ismidir. Geç evlilik ahlâkî yozlaşmaya kapı aralıyor. Bu sebeple evliliği geçiktirmek marifet değildir. Marifet evliliği gerçekleştirmektir. Dinimiz vakti gelince evlenmeyi teşvik, bekâr kalmamayı tavsiye etmiştir. Çeşitli sebeplerle evlenmeyenlere yardım etmek gerekir. Çünkü evlenemeyen veya evlenmeyi geciktiren erkek ve kadının namuslu, erdemli, güvenilir bir hayat sürmeleri fıtraten çok zordur.

İnsan hayatında çok etkili bir güce sahip olan arzu kontrol altına alınmadığı, başıboş bırakıldığı takdirde doymak bilmeyen bir açgözlülüğe ve fıtrata aykırı sapkınlıklara yol açabilmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s) gençleri zinâ ve fuhuştan korumak ve kurtarmak için onlara şu tavsiyede bulunmaktadır: “Gençler, sizden gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek, gözü harama karşı korur, namusunu, iffetini muhafaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun, çünkü oruç şehveti kırar.”  (Buharî, Nikah, 2)

İslâm dininde teşhircilik haramdır. Çünkü teşhircilik İslam dininin haram kıldığı çıplaklığın özel bir şeklidir. İslâm bunun için işe hâin bakışların önüne geçerek başlıyor. Sonra hem kadını, hem erkeği, hem nesli, hem de fazileti korumak için erkeğe ve kadına tesettürü emrediyor. İslam dini dünya ve ahiret saadeti için kurallar koymuştur. Tesettür de bu kurallardan birdir.

Tesettür; vücut hatlarının belli olmaması ve câzibeyi gidermek içindir. Zaten tesettür câzibeli, çekici olmamaktır. Güzelliğini dışarı yansıtmak değil, gizlemektir, örtünme budur, tesettür budur, fakat günümüzde bazı kadınlar ve genç kızlar, başlarını örtüyor ancak, vücut hatları belli olmakta.  Bazıları da makyaj yapıyor, parfüm kullanıyor bu sayede de câzibeli olmayı artırıyorlar. Bu şekilde sadece baş örtmekle tesettür olmaz. Tesettür, sadece başı kapatmaktan ibaret değildir. Örtünmek, Allah rızâsı içinse o zaman câzibeli giyinmek, süslenmek için değil; güzelliği, cazibeyi dışarıya yansıtmayacak şekilde giyinmelidir.

İslam’da neslin korunması için zinâ haram olduğu  gibi, haram kılınan bir eylem de homoseksüellik, lezbiyenliktir. Haram olan erkek veya kadının kendi cinsinden birisi ile ilişi kurması (homoseksüellik, lezbiyenlik vb.) bir sapıklıktır ve  yasaktır. Yaratılış gayesine, fıtrî ve tabii temayüllere aykırıdır. Ahlâkî çöküntünün ve çürümüşlüğün bir tezahürü olan bu çirkin fiilin çok eskilere dayandığını bazı peygamberlerin bunlarla mücadele ettiklerini bazı kavimlerin, Lût kavminin bu kötü fiillerden (homoseksüellik) yüzünden mahv (perişan ve helâk) olduğunu Kur’ân-ı Kerim’den öğreniyoruz. (Bkz. Ankebût, 29/28-31; A’râf, 7/80-84; Kamer, 54/34-39) Bu homoseksüellik, lezbiyenlik de büyük günahlardandır ve sapıklıktır. Aynı şekilde, hanımının arkasından yanaşmak da büyük günahlardandır. Peygamberimiz (s.a.s.): “Bir erkeğe veya arkasından kadına yaklaşan kişiye Allah (rahmet nazarı ile) bakmaz!” (Tirmizî, Radâ, 12,) buyurur.

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun” (Tahrim 66/6) Müslüman kişi, önce, doğru bir inanca sahip, tevhidî özümsemiş olmalı; şirkten, küfürden, bid’at ve hurâfelerden, haramlardan, günahlardan, câhilî düşünüş, inanış ve yaşayışından uzak bir kişiliğe bürünmeli ve sâlih amellerde bulunmalıdır. Bir mü’min eşi ve çocukları ile birlikte doğru İslâmî anlayış ve yaşayış içersinde olmalı ve diğer insanlara da bu gerçekleri tebliğ etmeli ve bu şekilde Allah’a iyi kul olmaya  gayret etmelidir. Gençlerimiz kötü arkadaş, internet ve zararlı neşriyat, sigara, alkol, uyuşturucu, kumar  ve fuhuş  gibi tuzaklarla karşı karşıyadır. Bu itibarla ebeveyn bunlara karşı uyanık olmalı ve çocuklarını her türlü zararlı şeylerden korumalıdır.

 Çocuklarımızı bu gibi tehlikelerden koruyacak en etkili ve güçlü kalkan, sağlıklı bir din eğitimidir. Onlara seviyelerine göre iman ve ibadet konularını haram ve helalleri, hak ve hukuku, doğruluk ve dürüstlüğü, güzel ahlakı öğretmeli ve bunların uygulanmasında bizler de örnek olmalıyız. Yüce dinimiz İslam. aklı, malı, canı, dinî ve  nesli  korumayı esas almış, bu değerlere zarar verilmesini de şiddetle yasaklamıştır. İnsanlar, dinî duyarlılık kazanmamış iseler, ahlakî konularda sorunlar olur; İçki, kumar, uyuşturucu fuhuş, taciz, tecavüz, hırsızlık, dedikodu, iftira yalan gibi kötü alışkanlıklar edinirler.  Bu sebeple çocuklarımıza sahip çıkalım, onlara dini ve ahlaki bilgileri verelim ve geleceğimizin teminatı çocuklarımıza, gençlerimize güzel örnek olalım.

Sonuç olarak iyi bir nesil yetiştirmek istiyorsak, neslimizi zararlı alışkanlıklardan, kötü arkadaşlardan, haramlardan, zararlı yayınlardan korumak zorundayız. Yaratılış gayemiz Allah’a kulluktur/ibadettir. Doğru dini inanç, ibadet ve güzel davranışlarla şahsiyet gelişir, olgunlaşır. İlkeli, tutarlı, dengeli, kararlı, sabırlı ve güçlü bir kişilik oluşur. Böylece insan hem kendine, hem de başkalarına faydalı olur. Dünya ve ahirette mutlu ve huzurlu bir hayat, ancak  İslâm’a uygun  bir hayat yaşamakla mümkün olur.