Dünya genelindeki etkili protestoların yanı sıra Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan UCM önünde, İsrail'e, Gazze'deki saldırılar nedeniyle soruşturma başlatılması talebiyle eylemler yapılıyor.
"NETANYAHU'YA SOYKIRIM VE İNSANLIK SUÇUNDAN DOLAYI YARGINALANABİLİR"
Muhammed Demirel, UCM'nin 1998'de Roma'da yapılan uluslararası bir sözleşme üzerine kurulduğunu, bunun da "Roma Statüsü" olduğunu söyledi. Naziler ile Ruanda ve Bosna soykırımlarının sorumlularının geçici kurulan uluslararası ceza mahkemelerinde yargılandığını dile getiren Demirel, bu tür yargılamaların ardından "Roma Statüsü" ile Lahey'de UCM kurulmasının kararlaştırıldığını anlattı.
UCM ile dünyada işlenen uluslararası suçların yargılanmasının mümkün hale geldiğini belirten Demirel, bu mahkemede soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş ve saldırı suçlarından dolayı yargılama yapılabileceğini kaydetti.
Demirel, UCM'nin yetkili olabilmesi için başka bir ülkenin topraklarında bu suçları işleyen ülkenin ya da topraklarında bu suçların işlendiği ülkenin Roma Statüsü'ne taraf olması veya bunlardan birinin belirli fiillerden dolayı mahkemenin yetkisini kabul etmesi gerektiğine dikkati çekti.
UCM İSRAİL'İ YARGILAMAYA YETKİLİ
Filistin'in 31 Aralık 2014'te Roma Statüsü'nü imzaladığını aktaran Demirel, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın 2014'ten itibaren ülkesinde işlenen uluslararası suçlar bakımından UCM'nin yetkisini kabul ettiğine dair beyanda bulunduğunun altını çizdi.
Demirel, bu nedenle Filistin topraklarında işlenen suçlar bakımından bu mahkemenin soruşturma ve yargılama yapmaya yetkili olduğuna işaret ederek, mülteci kampı, hastane ve ibadethanelerin bombalanması, ambulanslara, Kızılay ve Kızılhaç gibi sağlık kurumlarının işaretlerini taşıyan araçlara ve kişilere ateş edilmesi, fosfor bombası gibi kullanılması yasak olan silahların ve gazların kullanılmasının İsrail'in insanlığa karşı işlediği suçlar ve savaş suçları olduğunu söyledi.
Bu eylemlerin hem Roma Statüsü hem de Birleşmiş Milletlerin (BM) 1949 yılındaki "harp zamanı sivillerin korunmasına ilişkin Cenevre Sözleşmesi"ne göre açıkça savaş suçu olduğunu kaydeden Demirel, New York merkezli İnsan Hakları Örgütünün Filistin'de İsrail'in fosfor bombası kullandığına ilişkin ellerinde videolar ve görüntüler ile tanık ifadeleri olduğu yönünde açıklama yaptığını aktardı.
"BUNA MEŞRU MÜDAFA DENMESİ HUKUKA AYKIRI"
"Başbakan Netanyahu'nun saldırılara 'meşru müdafaa' demesi hukuka aykırı" diyen Demirel, Roma Statüsü'ne göre de meşru müdafaada saldırının kim tarafından gerçekleştirildiğinin ve kimin gerçek anlamda saldırı altında olduğunun tespit edilmesi gerektiğini vurguladı.
Demirel, BM raporlarına göre 1967 sınırlarını ihlal eden İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmiş, kendi vatandaşlarını oraya yerleştirmiş bir devlet olduğunu, burada Hamas'ın saldırılarının meşru müdafaa kapsamına girebileceğini vurguladı.
Refah Sınır Kapısı'nda araştırmada bulunan UCM Savcısı Karim Khan'ın burada sivillerin zarar gördüğüne yönelik ciddi deliller olduğu, bazı suçların işlendiğini düşündükleri yönünde açıklama yaptığını belirten Demirel, ancak Hamas'ı da suçlayıcı beyanda bulunduğunu aktardı.
Demirel, İsrail'in saldırılarının meşru müdafaaya sokulmaya çalışılsa bile bombalamalar ile çoğu çocuk ve kadın olmak üzere yaklaşık 8 bine yakın sivilin öldürülmesi nedeniyle meşru savunma sınırının kasıtlı şekilde aşıldığını vurguladı.