Niçin memur olmaya can atıyoruz (2)

Birincisi: leyselil insane illa ma’sa (insana ancak çalıştığının karşılığı vardır) olan ferman-ı Rabbanîden müstefad (istifade eden) olan meyelan-ı sa’y (çalışma meyli) ve (Allah çalışıp kazananı sever) olan ferman-ı Nebevîden müstefad olan şevk-i kesb, (çalışma şevki) bazı telkinat (telkinler) ile o meyelan kırıldı ve o şevk de söndü”.

Çünkü Dünya hayatı; ahiretin tarlasıdır. Bu zamanda Allah’ın isminin yüceltilmesi maddi olarak güçlü ve zengin olmayı gerektirir.

İkinci Sebebi ise şöyle izah eder:

“Biz, gayr-ı tabiî (doğal olmayan) ve tembelliğe müsait ve gururu okşayan imaret (emirlik, yöneticilik ile geçim) maişetine el atıp belamızı bulduk”

Evet, ülkemizde geçim için sanat, ziraat ve ticarette gelişmek gerekirken bunun yerine yöneticilik, askerlik ve memuriyet mesleği en çok tercih ettiğimiz işlerden oldu. Halbuki memuriyete giren birisinin hamiyet duygusu, çok güçlü olmalıdır. Yani vatanına hizmet etmeyi en önemli görev sayması gerekir. Bunun yerine rızkını memuriyette aramak acizlik ve tembellikten başka bir şey değildir.

Bugün hala birkaç kişilik memuriyet işi için onlarca hatta yüzlerce kişi müracaat etmektedir. Son derece sağlıksız olan bu durumu değiştirmek için devlete önemli görevler düşmektedir. Bunlardan acil olarak gördüğüm birkaç tanesini arz etmek istiyorum:

Devlet elden geldiğince küçültülmeli memur sayısı en aza indirilmelidir. Otomasyon ve bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler memurların yapacağı bir çok işi çok daha kusursuz bir şekilde yapabilmektedir.

Özel sektöre verilen devlet teşvikler arttırılmalı, özellikle de ağır vergi yükü; hafifletilmelidir.

Kayıt-dışılık önlenerek özellikle halkın sahip olduğu varlıkların gerçek değerlerine yükselmesi için ilgili kamu kurumları gayret göstermelidir. İmar barışı bu konuda son derece yerinde ve gerekli bir adımdır.

Askerlik hizmeti tamamen profesyonel hale getirilmeli, mükellef askerlik sistemi kaldırılmalıdır.

Kadınların çalışma hayatına girmeleri yerine yuvasında ailesi ile birlikte gelir getiren işler teşvik edilmelidir. İnternet sayesinde bir çok sektörde 08-18 mesaisine gerek kalmamıştır. Esnek ve uzaktan çalışma imkanları çok daha verimli sonuçlar vermektedir.

 Aile ve çocuk yardımları arttırılarak ciddi miktarlara getirilmelidir. Bu sayede çocuk sayısının artması teşvik edilmiş olacaktır. Nüfusun genç ve çok olması kalkınmanın anahtar kavramlarından bir tanesidir.

Ev hanımları; iktisat konusunda çalışan kadınlara göre son derece dikkatlidir. İsrafı önlemede ve lüks tüketimi azaltma konusunda özellikle annelerin becerisi çok önemli olup teşvik edilmelidir.

Serbest piyasa ekonomisine engel olacak tutum ve davranışlardan kaçınılması gereklidir. Özellikle “tanzim satış” adı verilen yapay fiyat ayarlamaları üreticiyi ve ticaretle uğraşan milyonlarca insanı mağdur etmektedir.

Kamu iktisadi teşekkülleri özelleştirilerek devlete yük olması önlenmelidir. Özel sektör ve özellikle küçük ve orta işletmeler faizsiz kredilerle teşvik edilmelidir.

Rant adı verilen devlet eliyle zengin olma yolları kapatılmalıdır.

Devlet faiz ile iş yapan en önemli sömürü çarkı olan bankalar yerine faizsiz çalışan finans kurumlarını desteklemelidir, vesselam...