Orson Welles, sinema dünyasının unutulmaz yapımlarından Citizen Kane’i tamamlamasından bir yıl sonra, 1942’de Journey Into Fear adlı kara filmde Türk bir karakteri canlandırdı. Welles’in Hakkı adında bir Türk albayını oynadığı bu yapımda başrolü Joseph Cotten üstlenirken, film o dönemin gerilim unsurları ve karanlık atmosferiyle dikkat çekiyor. Orson Welles, filmde birkaç cümle de olsa Türkçe konuşarak karakterine yerel bir hava katmaya çalıştı. Ancak, aksanının yoğunluğu nedeniyle söylediklerinin anlaşılması izleyici için zorlayıcı olabiliyor.
Filmde Welles’in Türkçesinin doğal olmaması dışında, sahnelerde geçen diğer Türkçe diyalogların da yerli dil yapısına uygun olmadığı göze çarpıyor. İlk sahnesinde, kalabalık bir grup arasında yer alan bir karakterin “Akşam, efendim” şeklinde hitap etmesi, diyalogların bir Türkçe uzmanının yardımı olmadan çevrildiğine işaret ediyor. "Evening, sir" ifadesinin doğrudan ve yanlış şekilde Türkçeye aktarılması, filmde kültürel öğelerin tam anlamıyla yansıtılamadığını düşündürüyor.
Orson Welles, Türkçe aksanı her ne kadar karakterinin gerçekçiliğine zarar verse de, film boyunca sergilediği mimikler ve duruşuyla seyirciyi etkisi altına almayı başarıyor. Dili bilmeyen izleyiciler bile Welles’in özgün ve karakteristik oyunculuğu sayesinde onun bir Türk olduğuna kolaylıkla ikna olabilir. Bu yönüyle Welles, karakterine getirdiği farklı yorumla filmde öne çıkan bir performans sergiliyor.
Journey Into Fear, İkinci Dünya Savaşı sırasında geçen casusluk temalı bir kara film olarak dönemin atmosferini başarıyla yansıtırken, Welles’in filmdeki Türk karakter performansı da onu sinema kariyerinde ayrı bir noktaya taşıyor. Welles’in rol aldığı bu proje, onun sadece başarılı bir yönetmen değil, aynı zamanda farklı kültürlere uyum sağlayabilen çok yönlü bir oyuncu olduğunu gösteriyor.
Welles’in bu enteresan performansı ve karakterine kattığı detaylar, seyircilere unutulmaz bir sinema deneyimi sunarak, oyuncunun uluslararası sinema tarihinde nasıl derin bir iz bıraktığını gözler önüne seriyor.