Oyumuzu kullanırken dikkat edeceğimiz hususlar  - 2 -

Gene Muhakemât isimli eserinin Ön sözünde:
Bu kitapla istediğim hizmet budur, başlığı altında:
“Tarîk-ı müstakîmin öteki cânibini ve SADÎK-I AHMAK ünvânına lâyık olan ehl-i ifrat ve zâhirperestlerin tevehhümlerini tard ve asılsızlığını göstermek ve
Asıl rehber-i hakikat ve Âlem-i islâmiyetin ikbal ve istikbâline yol açan ve SIRAT-I MÜSTAKÎMDE kemâl-i ümîd-i zafer ile çalışan muhakkıkîn-i İslam ve ÂKIL SIDDIKLARA yardım etmek ve kuvvet vermektir.
demektedir.
Ayrıca:
Meşhur hikâyedir:
Hz. İbrahim, Firavun  tarafından ateşe atıldığında, telaşla koşan karınca, soranlara: ağzındaki su ile ateşi söndürmeye koştuğunu söylemiş.
Gülenlere de; Hiç olmazsa “TARAFIMI BELLİ EDERİM” demiş.
Taraflar ve saflar bu kadar “Açık-seçik belli” iken;
Haydi, ehli dalalat, ehl-i dünya veya âvâm-ı nâs, yanılıp muhalif saflara taraftar olsun. Bunlar anlaşılabilir. FAKAT;
Ehl-i îmânın bu kadar belirgin olarak görünen muhalif saflara tataftar olması ve “İltihak etmesi”
anlaşılabilir bir şey değildir.
Ancak, Bediüzzaman’ın
“Ehl-i İfrat ve muhakeme-i akliyede noksan ve Adüvv-ü din den daha muzır” olarak nitelediği
“SADÎK-I AHMAK”
tabiriyle izah edilebilir.
Kur’an-ı Hakîm’de Allah;
-Efelâ yetefekkerûn (düşünmüyormusunuz?)
-Efelâ ya’gılûn (aklınızı kullanmıyormusunuz?)
-Efelâ yetedebberûn (sonunu düşünmüyormusunuz.?)
buyuruyor.
Bu emirlerde, her ferde ayrı ayrı verilmiş olan AKIL nîmetni kullanmayı emretmekte, ŞAHSÎ İRADE ve ŞAHSÎ MES’ÛLİYETE de işaret buyurmaktadır.
Yâni; halk tabiriyle “Her koyun kendi bacağından asılacaktır.”
Mahkeme-i kübrâda, Herkes kendi akıl ve iradesiyle yaptığı tercihinin hesabını kendisi verecektir.
Bedîhî (açık) mes’elelerde, tarafsız olmak bile, “Taraf-ı muhalifi iltizamdır” denilmektedir.
Özellikle, ictimâî ve istikbâlî konularda; kurumuş birkaç dala, hastalıklı birkaç ağaca bakıp ORMAN YAKILMAZ. ormanın bütününe bakmak gerektir.
Şahsî olarak, kendisi bu idareden haksızlık ve zarar gördüğü halde, Ülkemizin ve Âlem-i İslâmın ikbal ve istikbâlinin selâmeti için, şahsî duygularına kapılmayıp, doğru kararlı duruşunu bozmayan Kahraman ÂKIL SIDDIKLARA da selam ve Dualar ediyoruz.
Kolayca Yanılabilir ve yanıltılabilir Cemaat liderlerinin telkinleri ve tâlimatları veya meşveret adı altında empoze edilen yanlış yönlendirmeler, hiç kimseyi “ŞAHSÎ MES’ÛLİYETİNDEN KURTARAMAZ.”
Bediüzzaman Hazretlerinin:
“Bu sözü ben söyledim diye alıp kabul etmeyiniz. MÎHENGE VURUNUZ, bakır çıkmışsa, bin gıybet ve bedduayı arkasına ekleyip iade ediniz.
Sözünü de unutmayalım.
Bu seçimleri muhalefetin kazanması,
-Hem Türkiyede,
-Hem İslam âleminde
MADDÎ ve MÂNEVÎ
telâfisi imkânsız
büyük yıkımlara sebep olacak, nesiller kaybolacaktır.
Dış ve iç güçler tarafından ülkemize ve İslam âlemine bu seçimde kurulmuş olan, Maddî ve Mânevî dehşetli tuzaklarara vesile olursak, VİCDAN AZÂBINDAN KURTULAMAYIZ ve Mahkeme-i Kübrâda bunun hesâbını veremeyiz.
İş işten geçtikten sonra, “elim kırılsaydı da vermeseydim” deyip, saçımızı başımızı yolsak ta “son pişmanlık fayda vermez.”
AKLIMIZI kullanalım, VİCDANIMIZA danışalım. Sonra OYUMUZU KULLANALIM.
Allah’a emanet olunuz, vesselam...