Gökhan Erek / Muhabir
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart yerel seçimlerinin akabinde önce Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ardından da Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli ile bir araya geldi. Önceki CHP Yönetimi’nin aksine diyalog temelli hareket eden Özel ve ekibinin, siyasette yumuşama dönemine katkı sağlayacağı yönünde yorumlar yapılıyor.
Hürriyet Gazetesi Yazarı Abdulkadir Selvi de bugün kaleme aldığı yazısında Özgür Özel ve Devlet Bahçeli’nin görüşmesini, siyasi geçmişimizden örnekler vererek değerlendirdi.
“GÜNDEMDE ÖZEL BAHÇELİ GÖRÜŞMESİ VAR”
Abdulkadir Selvi, siyasetin gündeminde CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin görüşmesi olduğunu hatırlatarak, “Özgür Özel 8 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’la 7 yıl sonra Devlet Bahçeli ile bir araya gelen CHP Genel Başkanı oldu.” şeklinde konuştu.
“KENDİNE AYRI BİR ALAN OLUŞTURDU”
Özgür Özel’in, Kılıçdaroğlu’nun sert muhalefetinden sonra diyaloğu tercih eden siyasetiyle kendine ayrı bir alan oluşturduğunu aktaran Selvi, “Siyasi olarak saygınlık kazandı. Siyasette kendi tarzını oluşturdu. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem MHP Lideri Bahçeli seçimlerdeki başarısından dolayı kendisini tebrik etti.” şeklinde konuştu.
“SIKILI YUMRUKLARLA TOKALAŞMA OLMAZ”
Sıkılı yumruklarla tokalaşma olmayacağını hatırlatan Selvi, şunları kaydetti, “Erdoğan ve Bahçeli, Özgür Özel’in uzattığı eli havada bırakmayarak diyalog zeminin oluşmasına önemli katkı yaptılar.”
“SİYASİ HAYATIMIZ KUTUPLAŞMANIN KÖTÜ ÖRNEKLERİYLE DOLU”
MHP Lideri Bahçeli’nin “Kutuplaşma yerine kucaklaşmak lazımdır.” sözünü hatırlatan Selvi, “Çünkü siyasi hayatımız kutuplaşmanın kötü örnekleriyle doludur.” dedi.
CİLTLER DOLUSU KÖTÜ ÖRNEKLER
12 Eylül’den önce Bülent Ecevit ile Süleyman Demirel uzlaşıp cumhurbaşkanı seçemediği için Kenan Evren’in, Türkiye’ye cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatan Selvi, sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “Siyasi tarihimiz boyunca siviller bir anayasa yapamadığı için 27 Mayıs’tan bu yana hep darbe anayasalarıyla yönetildik. 12 Eylül öncesinde sağcı-solcu diye birbirine kurşun sıkanlar askeri yönetimin cezaevlerinde aynı koğuşları paylaşmak zorunda kaldı. Bu örnekleri çoğaltmak istemiyorum. Çünkü ciltler dolusu ansiklopedi yapacak kadar çok kötü örnekler paylaşabilirim.”